En Eski Şu Dağın Ardı İran kitaplarını, en eski Şu Dağın Ardı İran sözleri ve alıntılarını, en eski Şu Dağın Ardı İran yazarlarını, en eski Şu Dağın Ardı İran yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eşine duyduğu sonsuz sevgi ve güvenle İran'a giden gurbet gelini Meltem Vural'ın İran'ın yaşam şartlarını görünce ve buna dayanamayacağını anlayınca vatanı Türkiye'ye geri dönme (kaçış aslında) çabalarının anlatıldığı gerçek yaşamdan kaleme alınmış kitapta bazı satırları inanamayarak okudum. İnanmak istemedim. Kitapta Meltem Vural'ın dediği gibi "güzel koşullarımızın değerini onları kaybetmeden bilmek lazım."
"Yurtdışında uzun yıllardır okuyan İranlı genç, devrimden sonra ülkesine döner. Bir kilo pirinç almak için bakkala gittiğinde bakkal, pirincin artık camilerde satıldığını söyler. Genç; 'Cami pirinç satar mı? Benim bildiğim camilerde namaz kılınır' der. Bakkal 'Namaz artık üniversitede kılınıyor' diye yanıtlayınca genç 'Olur mu öyle şey? Üniversitede öğrenciler, profesörler olur' der. Bakkal acı acı gülümser ve 'Senin bildiğin profesörler ve öğrenciler artık Evin Hapishanesi'nde' diye cevap verir. Şaşkın genç 'Ne diyorsunuz siz? Peki, hapishanelerdeki hırsızlar katiller nereye gitti?' deyince bakkal 'Ha onlar mı? Onların hepsi mecliste oğlum' diye yanıtlar."
"İster avuç dolusu altın, ister yürek dolusu sevda olsun; sonuç özgürlük ise bedelin ne olduğunun, kime ve nasıl ödendiğinin artık hiçbir önemi yoktu. "