Sherlock öykülerinin ikinci kitabının ilk kitaptan tek farkı, Sherlock'un özel hayatı hakkında bazı bilgiler öğreniyor oluşumuz. Toplamda 11 öykü var ve bunlar yine orta-iyi seviyelerinde dolaşıyor ancak bazılarında tekrar hissi oluşuyor (kitaplar arasına biraz süre koymak iyi olacaktır). Zaten Doyle belirli bir standartta yazdığı için öyle çok kötü bir Sherlock hikayesi okumadım henüz. Sadece "Albay'ın Ölümü" isimli hikayesi bir tık sıkıcı ve anlamsız geldi bana.
Aşağıda yazdıklarım, öyküler içerisinde aktarılan ve yukarıda bahsettiğim Sherlock'un özel hayatına dair bazı bilgiler. Ben spoiler olduğunu düşünmüyorum ama okuyunca kendim fark etmek istiyorum diyenler buradan sonrasını okumazsa iyi olur.
Bu kitapta Sherlock'un abisiyle tanışıyoruz ki abisi Sherlock'a göre kendisinden bile daha iyi bir gözlemci. Birlikte gözlem yaparken Watson'ın "yok artık" dediği sahne güzeldi, çünkü ben de "yok artık" demiştim. :) Bunlar haricinde, Sherlock'un bir iş üzerinde olmadığı zamanlarda hayata adaptasyonu azalıyor ve Watson'a göre tek kötü özelliği olan kokaini "hayatın monotonluğundan kurtulmak için" çekiyor. Ayrıca Sherlock çok iyi bir boksör. Son olarak, Sherlock gözlem yeteneğini başlangıçta hobi olarak geliştiriyor, sonradan bunu mesleğe çevirebileceğini fark ediyor.