Bu işte elden geldiğince az göze çarpmalı... Ufak tefek şeyler, ama önemli olan da bu ufak tefek şeylerdir... Her zaman, her şeyi mahveden işte bu ufak tefek şeylerdir.
"Ya da büsbütün yaşamaktan vazgeçmeli, kesin olarak, olduğu gibi kadere boyun eğmeli, her türlü çalışma, yaşama ve sevme haklarından vazgeçerek içimde bulunan bütün tutkuları boğmalıyım."
Kulağını bir kez daha iyice kapıya dayadı. Duyguları mı bu kadar incelmişti? Yoksa gerçekten de bu kadar iyi duyuluyor muydu, tabii bunu kestirmek zordu...
Şimdi asıl sorun şu; suçu doğuran hastalık mıdır, yoksa özel niteliğine göre, suç mu her zaman hastalığa benzer bir şey doğurur?
Raskolnikov henüz kendisinde bunu çözecek gücü hissetmiyordu.
"Yalan, her zaman mazur görülebilir... Yalan sevimli bir şeydir, çünkü insanı gerçeğe ulaştırır. Hayır, burada insanın canını sıkan şey, yalnız yalan söylemeleri değil, ama kendi yalanlarına kendilerinin de inanmalarıdır."