"Kimse kimseyi anlamıyor, herkes telaş içinde koşturuyordu. Herkes gerçeği kendisinin bildiğini düşünüyor, karşısındakinin bunu anlamıyor olmasından acı çekiyor, göğsünü yumrukluyor, ağlıyor, kıvranıyor, ellerini ovuşturuyordu. Kimi yargılayacaklarını,nasıl yargılayacaklarını bilmiyorlar; neyin iyi neyin kötü olduğunda anlaşamıyorlardı. Kim suçlanacak, kim aklanacak, kimsenin bildiği yoktu. İnsanlar anlamsız bir hınç ve öfkeyle birbirini öldürüyorlardı."
" Ne olursa olsun bir şeyler yapmak için karar vermeli ya da büsbütün yaşamaktan vazgeçmeli, kesin olarak, olduğu gibi kadere boyun eğmeli, her türlü çalışma, yaşama ve sevme haklarından vazgeçerek içimde bulunan bütün tutkuları boğmalıyım."
"İnsan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır. Her şeyin, geçilmesi tehlikeli olan bir sınırı vardır. Bu sınır bir aşıldı mı artık geriye dönüş yoktur."
"Kusursuz insanlara gelince, doğrusunu isterseniz bunlar yok gibidir. Bu gibilerine on binde bir, belki de yüz binde bir rastlanır, hem de oldukça zayıf örnekler halinde..."
"Kimi zaman hayatta hiç tanımadığımız kişilerle öyle karşılaşmalar olur ki kendileriyle daha bir kelime konuşmadan, ilk bakışta onlarla ilgilenmeye başlarız."