Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Suçlular ve Güçlüler

Uğur Mumcu

Suçlular ve Güçlüler Gönderileri

Suçlular ve Güçlüler kitaplarını, Suçlular ve Güçlüler sözleri ve alıntılarını, Suçlular ve Güçlüler yazarlarını, Suçlular ve Güçlüler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiddetin geçer akçe olduğu bir toplumda son sözü en güçlü şiddet araçlarına sahip olanlar söyler. Bu bir evrensel kuraldır.
“Bir kişiye yapılan haksızlığı her insan yüreğinde ve bilincinde duymalıdır bütün ağırlığınca. Bu sorumluluk bilinci kurulmamışsa, her yeni haksızlık bir ‘kader’ gibi benimsenir bütün toplumda.“
Reklam
Tanıdık geldi mi?! Değişen hiçbirşey yok!
Anayasa, laik Cumhuriyetten söz etmektedir. İmam hatip okullarının, izinsiz kuran kurslarının, din sömürücü siyasetçilerin bulunduğu bir ülkede, bu iktidar laik Cumhuriyeti savunuyor demek mümkün müdür?! Bu iktidarın bir ayağı din sömürüsüne dayanmaktadır. Ekonomik sömürü, dinsel duyguların okşanması ile sürdürülmektedir. Demirel’in “Cumhuriyettir” diye savunduğu düzen, din sömürücülerinin özgürlükleridir. Seçmenlere dindar görünmek için Meclis bahçesine cami yapıldığı günleri yaşamaktayız. Demirel’in Cumhuriyeti ile Anayasanın laik Cumhuriyeti ayrı kavramlardır ve biri ötekinin tersidir. Bu laik Cumhuriyet, Demirel yönetimince savunulmaz; ancak Demirel düzenine karşı savunulur. Mason Localarından kuran kurslarına kadar her türlü karanlıkta dolaşanların laik Cumhuriyeti korumaya hakları yoktur.
Sayfa 128Kitabı okudu
Korkarım 100 yıl içinde yeni bir hasta adam daha yaratıldı! Yazık!
Kurtuluş savaşı sonrasında işçi ve köylüler,güçsüz, örgütsüz ve dağınıktılar. Yüzyıllarca sömürülmüş, kendisinden barışta vergi vermesi, savaşta ise şehit olması istenmiş sınıfların, kendi yarınları için savaşa girmeleri de beklenemezdi. Kurtuluş savaşı tamamlandığında, böylesine yılgın ve perişan bir halk, milyonlarca borç, genç Türkiye’yi bekliyordu. “Hasta Adam” böyle bir miras bırakmıştı.
Biz devrimciler, ne dün «köpek» dediklerimizin peşinden koşar, ne de bizlere bir zamanlar, «mikrop topluluğu» adı takanların avukatlığına tenezzül ederiz. Bir yanda «Millî Cephe» adı altında sermaye sınıfının «Vatan Cephesi»ni kurmaya çalışanlar, öte yandan dün sövdükleri adamları bugün baştacı yapan gazeteciler...
Um:ag Yayınları
Topaç nasıl döner? İpi sağdan sararsanız sağa döner topaç; soldan sağa doğru sararsanız bu kez sola döner küçük oyuncak. Türkiye'de inançsız politikacılar da topaçlara benzerler. İhtirasın ipi ne yöne sarılmışsa oraya doğru dönerler. Bir süre sağa, bir süre sola.
Um:ag Yayınları
Reklam
Yoksul ülkelerin, «tankla, topla, tüfekle» değil, ekonomik olanaklarla sarılıp kuşatılmasına "Yeni emperyalizm" denilmektedir. Bu yeni emperyalizm, ekonomik ve siyasal çıkarlarını savundurabilmek için ülkede siyaset adamları tutmaktadır. Bunlara "Yeni Quislingler" adı takılmaktadır. Quisling kimdir? Quislingler kimlerdir? Emekçi halk yığınlarının istemlerini bastırabilmek için kanlı faşist diktalar kuranlardır. Ülkesini yabancı güçlerin açık pazarı yapabilmek için yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yabancıların tekeline sokanlardır. Halkını yabancı sermayenin ipoteği altına almak için anlaşmalar imzalayanlar, yabancılarca hazırlanan yasaları olduğu gibi kabul edip, bunları değiştirmek isteyenlere karşı koyanlardır.
Um:ag Yayınları
Quisling, bir Norveç Başbakanının adıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'le işbirliği yaparak ülkesini bir «müstemleke valisi» gibi yönetmek isteyen bu işbirlikçi politikacı, savaş sonunda idama mahkûm olmuştur. Siyasal bilimde, ülkesini yabancılarla işbirliği yaparak yöneten siyaset adamlarına «Quisling» denilmektedir. Quisling, açıkça, ülkesine ve halkına hıyanet eden devlet adamlarının ortak adıdır. Türk tarihine bakarsak, Quislinglerin İkinci Dünya Savaşı'ndan önce de yaşadıklarını görürüz. Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızda, «İşgal Orduları» ile işbirliği yapmış olan Sultan Vahdettinler, Damat Feritler, Anzavurlar ve Ali Kemaller de, yakın tarihimizin ihanet örnekleridir. Bunlar, kendi siyasal çıkarları ile «müstevlilerin siyasî emellerini» birleştiren ihanet simgeleridir.
Um:ag Yayınları
— Paranın dini, imanı yoktur, diye bir söz kullanılır. Kapitalizmin tanımıdır bir açıdan bu. Sermaye, ulusal sınır tanımaz. «Kökü dışarıda» olan emekten yana olanlar değil, kapitalizmdir, paradır ve kapitalistlerdir ancak. Bir ülkede: — Milliyetçi kimdir? dendiği zaman : — Ülkesinin bağımsızlığını savunan, halkının ulusal gelirden emeği kadar pay almasını isteyen, ülkesinin yabancılarca sömürülmesine karşı çıkan adam, tanımı verebilir kolaylıkla.
Um:ag Yayınları
«Milliyetçilik» ülkesinin halkını iç ve dış sömürücülerin ahtapot kollarından kurtarmak isteyenlerin ülküsüdür. «Halkçılık» ise, milliyetçiliğin toplumsal yönünü belirler. Milliyetçi olmayan bir halkçılık olamaz. Ancak halkçı olmayan bir milliyetçiliğin de söz konusu olmaması gerekir. Halkçı olmayan bir milliyetçilik, sadece bir siyasî
Um:ag Yayınları
367 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.