"Hepimizin içinde hayatı korumak adına dövüşme içgüdüsü vardır. Fakat aynı zamanda her birimizin yüreğinde, haklılığını kanıtlayabilmek için bir sürü bahaneye başvuran ölüm arzusu da yatar.
" Duyguları, Hall' un mantığını zehirliyor," diye yorumladı bu durumu Starkington. " Duygusalların kaderi sadece tahmin edilebilir olmakla kalmaz, aynı zamanda başlarına geleni de hak etmiş olurlar."
" Güzellik mutlak olandır," diye devam etti ses. " İnsan yaşamı, hatta hayatın kendisi, her zaman güzelliğe meyilli olmuştur. Burada paradoksal bir uyum sürecinden bahsetmiyorum. Çünkü hayata meyilli olan güzellik değildir. Güzellik her zaman buradaydı, insanoğlu henüz var olmamışken bile. İnsanoğlu silinip gittinde ve tekrar var olmamaya başladığında, güzellik burada kalmaya devam edecek. Güzellik, nasıl desem,güzellik işte, sözün başladığı ve bittiği yer. Onun hakkında söz söylemek, pisliğin içinde sürünen kurtçuklardan farkı olmayan insanlara kalmadı."
Kitabın teması genel olarak değerler, etik, ahlak üzerinde yoğunlaşıyor fakat bu temaları okuyucuyu sıkmadan, bunaltmadan sunuyur. Savunduğu bir değeri, etik kuralları olmasına rağmen bu savunuşu okuyucuya dayatmadan, kabul etmeye zorlamadan yapıyor. Okuyucuyu da sorularla, empatiyle destekleyip okuyucuda merak uyandırıyor. Bir sonraki sayfada kendinizi "Acaba ben olsam ne yapardım?" ya da "Benim etik kurallarımla bu iş nasıl sonuçlanırdı?" diye düşünürken buluyorsunuz fakat kitabın beğenmediğim bir yönü de var. O da olay akışının belli noktalarında olayların çok dramatize ve romantize edilerek sunulması. Bir süre sonra bu durumdan sıkılmaya başladım. Genel olarak okunmaya değer. 7/10
Suikast BürosuJack London · İthaki Yayınları · 20191,760 okunma
Biliyor muydunuz, Hall, bu adalarda ünlü bir söz vardır: "Ua mau ke ea o ka aina i ka pono." Anlamı şöyle: 'Yeryüzünde yaşamın devam etmesini sağlayan şey doğruluktur.'