“Aynı okulların dernek çalışmalarında yahut yurtlarda tanışmış, başka bir
dünyanın mümkün olduğunu düşünen ve bu uğurda mücadele etmeye
niyetli, birbirlerinden başka tutamağı olmayan bir avuç insandık... Kendimize
mekân olarak seçtiğimiz yer, bizden önceki muhalif kuşaklara da ev sahipliği
yapmış olan, Süleymaniye Camii’nin karşısındaki çay ocağıydı. Sabahtan
akşama kadar her türden tartışmanın yapıldığı, ev ve okullarımızdan daha
fazla zaman geçirdiğimiz ana karargâhımızdı bizim. O yüzden Süleymaniye
Taifesi olarak anılırdık. Doksanlı yılların başından itibaren okulları bitirip,
yaşam tarafından çeşitli yerlere savrulmuş olsak da biz hep Süleymaniyeli
olarak kaldık.”