Sultan Galiyef - Avrasya'da Dolaşan Hayalet Sözleri ve Alıntıları
Sultan Galiyef - Avrasya'da Dolaşan Hayalet sözleri ve alıntılarını, Sultan Galiyef - Avrasya'da Dolaşan Hayalet kitap alıntılarını, Sultan Galiyef - Avrasya'da Dolaşan Hayalet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En cahil sosyalist bile, Trotsky'nin 'sürekli (dünya) devrim' teorisi ile, Stalin'in 'tek ülkede sosyalizm' teorisinin, birbirinin karşıtı olduğunu bilir.
Sayfa 112 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Evet, Türkçüler nihayet 'solda' olmaları gerektiğini anlayabiliyorlar (zaten 'babaları' oradaydı): ama 'solun neresinde? Bu ciddi ve önemli soruyu gündeme getiren, yurdun ve bölgenin koşullarına uygun bir sentez araştıran Ulusal dergisi: 'Avrasya' sayısını, Sultan Galiyef ve çevresinde odaklaştırmıştır.
Sayfa 129 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Sosyalistlerin 'ulusallığı', Türkçüler'in ise antiemperyalist ve laik 'sosyalistliği' yeniden keşfetmiş olmaları; Soğuk Savaş'ın enkazı halindeki Türkiye siyaset arenasında, yeni bir imkanlar ve çözümler ufku açmıyor mu?
Sayfa 130 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Sovyetler'deki Bolşeviklik başkadır, Türkiye'deki komünistlik başka.
Sayfa 128 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
'Türk ırkının üstünde, ABD çıkarı' olacak!
o eski 'baba' Türkçüler'in antiemperyalist, laik ve ulusal demokratik başlangıcından çok saptırılmış; önce III. Reich'ın Nazi 'ırkçılığına', daha sonra CIA'nın antikomünizm hislerine dayandırılmıştı; böylece, 'olumsuzluk' ve 'karşıtlık' üzerine, adeta yeniden inşa edilmişti: 40'lı yıllardan bu yana, ne yazık ki 'Türkçü' deyimi bile kaybolmuştur;
önce 'kandaş' ('ırkçı/turancı'). Sonra 'ülküdaş' ('ülkücü') oldular; tarifleri bir 'karşıtlığa' sığdırılmıştı:
komünizme karşı olmak! Berlin de, Washington da, onları böylece 'avlamıştı', ama bunlar bu iki emperyalizmin 'Turan Hayali'nin gerçekleşmesini, Türkçüler'e bırakacaklarını sanıyorlardı, yanlış olan buydu. Çünkü Hitler, SSCB çökertilebilirse, Türk bölgelerini Türklere bırakmayı kesinlikle düşünmüyordu; bunu Yon Papen de yazmıştır.
Yon Ribbentrop da!.. (Bkz. Alman Dışişleri Dairesi Belgeleri / Türkiye' deki Alman Politikası, 1941-1943, Havas Yayınları, 1977) Washington'a gelince, onun 'ülkücüler'i Orta Asya içlerine 'Turan' için değil, kendi çıkarına ve 'Truva Atı' olarak göndermek niyetinde olduğu, bugün elle tutulacak kadar somut olarak görünmektedir: yani, 'Her ırkın üstünde, Türk ırkı' olmayacak: 'Türk ırkının üstünde, ABD çıkarı' olacak! Bu kadar basit.
Sayfa 116 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Yanılmıyorsam, 'Sarı' Mustafa (Börklüce), bu 'çavuşlarımız'dan birisiydi; eski Mecidiyeköyü'nün dut ve incir ağaçları arasındaki çay bahçelerinde, nedense bunu ona, asla söyletemedim; piposunun dumanına dalıp, sadece "Mustafa Suphi'nin
neferiyim" diyor, başka bir şey demiyordu ama, hissim budur; ondan dinlediğime göre, Ovsif Visaryanoiç Stalin, Türkleri ne sever ne de güvenirmiş; rivayete göre, Şerif Manatof, Mustafa Suphi'yi "Türkiye' deki adamımız" diye kendisine takdim edince, işi şakaya vurarak demiş ki:
"..eski bir zabit, daima milliyetçidir, hele bu bir Türk, ya da İranlı zabit ise!"
'Sarı' Mustafa, yanlış bilmiyorsam, 'komünist' öldü, ama daima, Mustafa Suphi'ye, sadık kaldı; ki o da, Stalin'in zannı hilafına subay değildi, ama Sultan Galiyef'e bağlıydı.
Sayfa 189 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Demiryolu bahsini kapatmadan, o eski tartışmaya değinmek isterim: Sovyet Devrimi ile Anadolu Devrimi, ortak bir talihsizliği paylaşırlar; ikisinin de 'tabanlarında', onları yaratması gereken 'sosyal sınıfları' yoktur; ne Rusya'da çok gelişmiş ve kalabalık bir işçi sınıfı vardır, ne Anadolu'da çıkarını bilip ulusal pazarı ecnebiye bırakmak istemeyen bir ulusal burjuvazi!
Sayfa 153 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Sosyalist sol, yekpare bir cephe oluşturmayı düşünüyorsa, Türk ve Müslüman ülkelerdeki sosyalist hareketleri, onların liderlerini ve düşüncelerini, 'Rus/Sovyet ipoteğinden' kurtarıp da değerlendirmeyi öğrenmelidir.
Sayfa 74 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Anadolu İhtilâli, Gazi'nin belirttiği üzere, Fransız İhtilâli'nden esinlenmiş, ulusal demokratik bir devrim.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
MHP takımı -'ülkücüler'in çoğu- elleriyle bir işaret yapıyorlar; son kurultaylarında da, hepsinin elleri, o işaretle havadaydı; onu hangi aklıevvel 'bozkurt' işareti diye gösterdiyse, besbelli hiç 'gölge oyunları ' ile ilgilenmemiş; o işaret, 'kurt' işareti değildir, 'keçi' işaretidir; inanmayan, elini o şekle sokup ışığın önüne tutsun, duvara baksın: göreceği kurt değil, keçi gölgesi olacaktır.
Sayfa 115 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
"Niye 'Basmacı' olmuyorsunuz?" diye soruyor. Ya Sultan Galiyev'e yönelttiği suçlama: o, 'Türk Büyükelçisini, Parti'nin Merkez Komitesi'ne tercih ediyor"muş!
(Benningsen/Wimbush, Sovyetler'de Milli Komünizm, Anahtar Kitaplar, s. 187 vd.,1995)
Sayfa 190 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Dahası, sonradan Stalin'in 'Tasfiyesine' karar verdiği Sultan Galiyef hakkında iddianame yazılırken, onun 'emperyalistlerin ajanı Zeki Validof'a temasta bulunduğu' kayıt düşülüyor; bunun ortaya çıkardığı nedir, Bakü'de Mustafa Suphi'nin 'devlet dairelerini' Zeki Velidi Bey'e 'açtırmasından', Sultan Galiyef'in haberdar olması mı? Galiyef hakkındaki bu suçlamanın, zamanın Pravda ve İzvestia gazetelerinde yayımlandığını, Zeki Velidi Togan 'Hatıralar'ında yazmıştır. (s. 289)
Sayfa 133 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Türkiye Komünist Fırkası Başkanı Mustafa Suphi de bulunuyor, o Sultan Galiyef'in 'sol kolu', eski bir 'Türk Ocağı' aydını; buna mukabil, Sovyet Çeka'sının (Gizli Siyasi Polis) harıl harıl aradığı, Sultan Galiyef'in eski dostu Türkçü Zeki Validof (Zeki Velidi Togan) da orada, üstelik zor durumda, ona kim yardım etmiş, toplantı ve müzakerelerini gerçekleştirmek imkanını kim sağlamış dersiniz, Mustafa Suphi'nin ta kendisi!
Sayfa 132 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
Gazi Mustafa Kemal'in o dedikleri aklınızda mıdır? 1920'li
yıllarda, Anadolu İhtilal ve İnkılabı'nın 'bolşevik olmadığını' ve 'bolşevik olmayacağını' kesin ve açık bir dille belirttikten sonra, yerini düşürüp demiştir ki:
"...Fransa İhtilali, bütün cihana hürriyet fikrini nefheylemiştir ve bu fikrin, halen esas menbai bulunmaktadır, fakat o tarihten beri beşeriyet terakki etmiştir. Türk demokrasisi Fransa İhtilali'nin açtığı yolu takip etmiş, lakin kendisine has vasf-ı mümeyyizi ile inkişaf etmiştir..." (Hakimiyet-i Milliye, 8 Mart 1928)
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu
'İnsan hakları', öyle mi? En modern, en acımasız sorgulama yöntemlerini, o 'uygar dünya' geliştirip uygulamıyor mu? En 'şaşmaz' işkence araçlarını, onlar gerçekleştirmediler mi? Yanlış hatırlamıyorsam, insanın insanı 'kapatmasını' önce Batılı toplumların keşfettiğini Foucault yazmıştı; önce cüzzamlıları 'kapatıyorlardı', sonra 'delileri' kapattılar, sıra 'suçluları' kapatmaya geldi.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür BakanlığıKitabı okudu