Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler

Arif Tekin

Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler Gönderileri

Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler kitaplarını, Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler sözleri ve alıntılarını, Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler yazarlarını, Sümerlerden İslama Kutsal Kitaplar ve Dinler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed bu konuda; "Bana Miraç gecesinde dört ırmak gösterildi. Bunların ikisi Dicle ile Fırat ırmak'larıydı" diyor.
Tarihi bilgilere bakıldığında asıl tek tanrıya geçiş fikrinin Zerdüşt'ten çıktığı bir gerçek. Daha önce varlıklarına inanılan İndra, Mitra, Varuna üçlü tanrıça inancından tektanrı (Ahura Mazda) inancına geçişi kendisi ortaya atmıştır. Bundan dolayı bazı filozoflar, "Kur'an ve Tevrat'taki çoğu bilgilerin kökeni Zerdüşt inancına dayanır" fikrini savunuyorlar. Zerdüşt çok önemli bir filozoftur; diyebiliriz ki kendisi eşitlikçi görüşlere de sahiptir. Nitekim; "Mülk, bütün insanlar arasında ortaktı" düşüncesini savunmuştur. Bu konuda Nizam ül Mülk, "Siyaset name" adlı eserinde Zerdüşt 'ten önemli bilgiler aktarmıştır.
Reklam
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncil'lerinin İsa'dan 3 asır sonra bin kişilik bir ruhani meclis tarafından Türkiye'nin İznik'te; yine Kur'an'ın da Muhammed'den sonra Halife Osman zamanında yazıldı.
Sümerlerde, ölümden sonra suçlu insanların içine düşecekleri yere (cehenneme) "kur", Yunanlılarda "hades", Yahudilerde de "şeol" denirdi.
Sümerlerden kalma Habil'le Kabil'in olayına benzer bir mitoloji tablet, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde vardır.
İslamiyet'e göre şayet bir cariye efendisine bir çocuk doğurursa artık cariyelikten kurtulup hür kadınlar statüsüne girer. Sümerlerde de efendisine çocuk doğuran cariye özgürlüğüne kavuşurdu. Osmanlı Devleti'nin de bu söz konusu idi. Mesela Hürrem Sultan ve niceleri.
Reklam
İslamdaki abdest ve boy abdesti gibi ritüellere Sümerler de dini törenler için önem verirlerdi. Somut bir örnek verelim. Onlardan kalma tabletlerde, düşmanları tarafından şehirlerinin harabeye dönüştürülmesi sonucu söylenen bir şiirde özetle şunlar yazılı: "Artık öyle oldu ki törenlerde yıkanamaz olduk. Kirlilik bizim kaderimiz oldu. Sıfatımız bile kirlilikten değişti." Sabun Sümerlerin icadıdır. İslamiyet'te her abdest alışta yıkanması icab eden burun ve ağız temizliği de yaygın olmamakla birlikte Hz. Muhammed öncesi Araplarda uygulanıyordu.
Cahiliye döneminde hac ibadetinin icra edildiği zamanlarda kadınlarla cinsel ilişkide bulunmak yasaktı; Hz. Muhammed bunu da İslam'a aldı. Yeni doğan bir çocuk için "Akika" adı altında bir hayvan kesme adeti daha önce Araplar'da uygulanıyordu. Muhammed bunu da kabul etti.
İslam öncesi Araplarda bir erkek, hanımını 1. ve 2. sefer boşadığında tekrar geri alabilirdi; 3. seferden sonra artık o çift bir daha evlenemezdi. Hz. Muhammed bu Arap adetini de beğenip Kur'an'a aldı.
Sümerlerde, baba kızına çeyiz vermek zorundaydı; aksi halde öldüğünde erkek çocuğun payı kadar olmasa da, malından belli bir hisse kızına verilirdi. Hatta bugün bile bazı bölgelerde geçerli olan başlık parası Sümerlerden kalmadır ve Hammurabi Kanunlarında birkaç yerde de işlenmiştir.42 Hz. Muhammed'den önce bazı Arap kabileleri de kız çocuğa verasetten erkek payının 1/2'si nisbetinde hisse verirlerdi. Hz. Muhammed bunu resmi hale getirdi.
Reklam
Sümer Kanunlarında anne babasına karşı gelen evlada verilmesi gereken maddi ceza da belirlenmişti. Mesela, Hammurabi; "Bir evlat babasını döverse onun eli bilekten kesilir" (md.195); Ana İttusu; "Eğer bir evlat babasına 'Sen babam değilsin' diyorsa, onun başı tıraş edilir ve köle olarak satılır" demişti (md.23). Kur'an'a göre birine yapılan zina iftirasının cezası 80 değnek olarak belirlenmiştir (Nur suresi, 4. ayet). Bunun yaptırımı Orta Asur Kanunlarında 40 sopa, bir aylığına kralın hizmetinde bedava çalışmak, ayrıca para cezası ödemek ve başı tıraş edilmek üzere kendisine kölelik işareti vurulmaktı (md.18/B).
Sümer Kanunlarında faiz konusu Kur'an gibi sadece vaz'u nasihatla geçiştirilmemiş; tersine, faizcilik yapanlara uygulanması gereken cezalardan da söz edilmiştir. Ammi Şaduga kendi fermanında; "Faizcilik yapan kişi, o malın altı katı ceza ödemek zorunda. Şayet ödeyecek gücü yoksa öldürülecektir" demiş (md.5). Faizciliğin cezası Orta Asur Kanunlarında da ağırdı.37 Sümerlerde faizle verilen borca, "melk etuın/hubullu", faizsiz borca da -ki İslam' da buna karz-i basen denir- tadmigtum deniliyordu. Yine Sümerlerde faize şibt/şibtum deniliyordu. Sümerlerden sonra diğer topluluklarda da zaman zaman buna uyulduğu görülüyor. Hatta Muhammed'den önce Mekke'de müşrikler de faizin kötü olduğunu kabul ediyorlardı. Örneğin; Muhammed'in dayısı Ebu Veheb (veya Velid bin Mugire) halka şöyle sesleniyordu: "Ey Kureyş halkı, aman şu Kabe'nin tamiri için vereceğiniz mal/para helal olsun. Sakın fuhuş, riba/faiz ve haksız yollardan temin edilen mallardan olmasın."
İbrahim Peygamber Kur'an'ın belirttiği gibi böyle güçsüz, kimsesiz biri değildi. O günkü koşullara göre onun yendiği topluluklar bile vardı. Askeri gücünün korkusundan, gittiği bazı yerlerde krallar onu karşılamaya gelirdi. Sadece kendi evinde 318 özel asker (tabiri caizse bugünkü özel tim gibi) her an için hazırdı. Bütün bunlar Tevrat'ta anlatılıyor. Tevrat'ta; Kur'an'da anlatılan İbrahim'in ateşe atılma efsanesi ne rastlamadım.
Hz. Muhammed bir diğer sözünde; "Azrail, Musa'nın ruhunu almaya gelince, Musa onu tokatlayıp bir gözünü de çıkarıyor. Azrail o şekilde tanrıya dönünce, o kendisine; 'Git Musa'ya söyle elini bir öküzün sırtına vursun ne kadar kaplarsa o kılların sayısı kadar yaşayabilirsin de; fakat sonunda ille de ölümü tadacaktır' diyor. Azrail geri gelip olup bitenleri kendisine anlatınca Musa bu sefer; 'Madem en son ölümdür o zaman şimdi olsun' diyor ve rıza gösteriyor.
“Madem ki tüm insanlar bir çiftten ve aynı yerden dünyaya geliyorlar; o halde hepsi doğuştan eşittir. Ancak çevre koşulları , eğitim, yönetim biçimleri onları değiştirir.” -Jan Jak Russo
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.