Sünnet ve İslam Hukukundaki Yeri
Mustafa SıbaiSözler ve Alıntılar
Hz. Ömer, Ebu Hureyre için şöyle demiştir: "O, Resulullah (sav) ile en fazla birlikte olanımız ve O'nun hadislerini en çok ezberleyenimizdir."
Sayfa 327
Müslümanların Kur'an'ı ezberlemeye, nakletmeye ve üzerinde düşünüp onu öğrenmeye ne kadar da çok ihtiyaçları vardır!
İbn Hazm:
"Sahih hadisler Arasında, Kur'an a muhalefet eden hiçbir şey yoktur"
Sayfa 186Kitabı okudu
Aslında, müslümanların birliklerine ihtiyaç duyulan böylesi bir zamanda geçmişte kalan ve dahlimizin bulunmadığı bu konuları yeniden gündeme getirmenin islâmi açıdan bir yarar ve masia- hat bulunmamaktadır. Ebu Reyye'nin gösterdiği bu tavır söz konu- su olmasa ve «benzeri olmayan ilmi araştırmalar» adını taktığı bu yalan, iftira ve saptırmaları cevaplandırmak zorunda kalmayaydık bu konuya değinmezdik.
"Öyle bir gün gelecek ki, çocuklarımız ve torunlarımız, bu oryantalistlere nasıl bu kadar basit bir şekilde aldandığımızı garipseyecekler."
Sayfa 42 - BEKAKitabı okudu
"İmam Şâfiî şöyle demiştir: "Bir kimsenin başına gelen hiçbir musibet yoktur ki, Allah'ın Kitabı'nds ona hidayet eden bir delil olmasın."
Sayfa 179 - BEKAKitabı okudu
Ebu Hureyre'nin hayatı ve ilmi konumuyla ilgili bu özlü hakikat, ne onunla birlikte yaşamış sahabeler ve tabiin ne de on dört yüzyıldan beri gelen müslüman bilginlerin ve çoğu hadis imamlarının yüreklerinde herhangi bir uyuşmazlığa yol açmamıştır.
Konuyla ilgili son sözümüzü büyük araştırmacı bilgin merhum Şeyh Ahmed Muhammed Şakir'in, İmam Ahmed'in müsnedinde Ebu Hureyre'yle ilgili bölümün (43) başlangıç kısımlarında belirttikleriyle noktalayalım: Sünet düşmanları ve islâm düşmanları, günümüzde Ebu Hureyre'yi ta'n etmeye, halkı doğruluğu ve rivayetleriyle ilgili şüphelere sürüklemeye yeltenmektedirir. Bunu ancak, efendileri misyonerlerin doğrultusunda, insanları İslâm'a karşı şüpheye düşürmek amacıyla yapmışlardır.
Kur'an'a ve kendilerince sahih olan hadislere başvuruyor gözükseler bile, bunlara ancak batının mantık yapısına, onun yasalarına uygunluk arz edenlere başvurmaktadırlar. Amaçlarına ulaşmak ve arzularını gerçekleştirmek uğruna tevilleriyle çakışmayacak biçimde Kur'an'ın indiği kelimelerin sözlük anlamlarına bağlı olarak te'vilden hiç birisi çekinmemektedir.
İslâm'a bu alanda ilk savaş açanlar onlar değildi. Benliklerine kapılmış olanlardan kendilerine öncü olanlar var. Fakat islâm yürüyüşünü sürdürmektedir. İt ürür kervan yürür. Dilediklerini söylesinler, İslam onları duymuyor, hatta farklarında bile değil, yoksa onları yerin dibine geçirirdi.