Bilim topluluğu; halk sağlığı, çevre bilimi ve yaşam kalitesini etkileyen konular gibi alanlarda yaptığı çalışmalarla uzun süredir dünyaya öncülük ediyor. Bilim insanları DDT’nin, tütün dumanının, asit yağmurunun ve küresel ısınmanın tehlikeleri üzerine dönüm noktası niteliğinde araştırmalar yapıyor. Öte yandan bu topluluğun küçük ama güçlü bir alt kümesi, dünyayı bu tehlikeleri şiddetle inkâr etmeye çağırıyor.
Şüphe Tacirleri, siyasette ve sanayide derin bağlantıları olan dağınık bir grup üst düzey bilim insanının ve danışmanın, kırk yıldır halkı yanıltmak ve detaylandırılmış bilimsel bilgiyi inkâr etmek için nasıl etkili kampanyalar yürüttüğünün hikâyesini anlatıyor. Benzer insanlar alışılmadık bir şekilde tekrar tekrar ortaya çıkıyor: Örneğin küresel iklim biliminin “yerleşik” olmadığını iddia eden bazıları, sigarayı akciğer kanserine, kömür dumanını asit yağmuruna ve CFC’leri ozon deliğine bağlayan çalışmaların ortaya çıkardığı bulguları inkâr etmişti. “Şüphe bizim ürünümüzdür.” diyordu bir tütün yöneticisi. Bu “uzmanlar” da işte bu ihtiyacı karşılamıştı.
Bilim tarihçileri Naomi Oreskes ve Erik M. Conway, bilim camiasının bu karanlık köşesine ışık tutarak ideolojinin ve kurumsal çıkarların, yandaş medyanın yardımıyla çağımızın en acil sorunlarından bazılarına ilişkin kamusal kavrayışı nasıl çarpıttığını gösteriyor.