Bu kitabı aslında çok sevemedim ama iyiydi yine de sıkıldığım yerler de oldu beğendiğim yerler de.
Genellikle sıkıldım tarzınıza göre değişir. Birde yazıları çok küçüktü benim gibi göz sağlığı olanlar için dezavantajları bu.
Okumanızı tavsiye ederim
İnsan sevgisi ve kutsal inanç şadırvanın muslukları henüz açılmamıştı; ruhu, kumsal yatağı her yandan kapalı cılız bir dere gibiydi, simsiyah engellere çarparak dolaşıp duruyordu.
Eppie'yi incitmekten çok sevgisinin azalmasından korkuyordu. Yüreği sevgi dolu Golyat bile o dev gibi vücuduyla, çekersem canı yanar ya da ip kopar korkusuyla küçük bir şeyin elini kolunu bağlamasına göz yummamış mıydı?
İnsan sevgisi ve kutsal inanç şadırvanın muslukları henüz açılmamıştı; ruhu, kumsal yatağı her yandan kapalı cılız bir dere gibiydi, simsiyah engellere çarparak dolaşıp duruyordu.
AltınPost yayıncılık bundan dört sene evvel, İngiliz polisiye yazarı Edgar Wallace'ın romanlarını yayınlayarak, yayınevlerinin polisiye dizisini oluşturmuştu. Edgar Wallace yazar kimliği gösterilen ve Sürgün başlığı verilen bu kitabın içerisinde George Eliot'un Silas Marner isimli romanı çıkıyor. Bu tamamıyla edebi bir sahtekârlıktır. Bu durumu şimdiye kadar farkeden oldu mu bilmiyorum, bir şekilde dile getirilmeli. Yayınevini kınıyorum.
Dizinin diğer kitapları Edgar Wallace'ın doğru hikayeleridir. Bunlarda bir olumsuzluk yoktur.
Güzel bir roman. Silas adında bir dokumacı bir kasabada yaşamaktadır. Burada bir haksızlığa maruz kalır ve başka bir yere göç eder. Orada kendini bir para hırsı alır. Çok para biriktirir ancak köyün zenginlerinden birinin oğlu olan Dunsey, parayı çalar. Abisi Godfrey ise başka bir kadınla evli olduğu ve çocuğu olduğundan esas nişanlısı Nancy ile evlenememektedir. Godfrey'in ilk eşi çocuğu ile kasabaya gelir ve soğuktan ölür. Çocuğu bulan Silas onu sahiplenir ve Eppie adını verir. Bu arada Godfrey ve Nancy evlenir ve Godfrey bütün gerçeği anlatır. Ancak Eppie gerçek babasını Silas olarak görmektedir. Keyifle okunan bir roman.