Suskun Aşıklar Efsanesi
Murat KoçakEn Eski Suskun Aşıklar Efsanesi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Suskun Aşıklar Efsanesi sözleri ve alıntılarını, en eski Suskun Aşıklar Efsanesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Âşıklar böyledir maşukun yanında,
Kul hiç sıkılır mı yârin mekanında?
Ne kadar kaçırsa da boş, gözler arar,
Kederin dermanını yarinden sorar.
Bülbül bile konuşur gülle, duramaz,
Sizin iş nasıl? Gerçekten akıl almaz.
Biz keşfettik sevdanın suskun hâlini,
Bir bakışla anlarız yâr ahvalini.
Uzak ama gök kubbenin altındayız,
Kalplerimiz aynı çarpar, farkındayız.
ZEYNEP'İN İSMAİLE AĞITI
Bir bahar akşamıydı seni tanıdım,
Sevda ateşi düştü gönlüme, yandım,
Tüm hayallerim gerçekleşecek sandım,
Şimdi söyleyecek sözüm yok, neyleyim!
Utanır, başını yerden kaldırmazdı,
Bin güzel geçse önünden aldırmazdı,
Kaşığı haram lokmaya daldırmazdı,
Şimdi ocağımda közüm yok, neyleyim!
Ta uzaklardan geldi, aldı aklımı,
Vuslat denen şey, sevene yasaklı mı?
Gönül verdiğim artık benden saklı mı?
Şimdi anlayacak özüm yok, neyleyim!
Yalan dünya iki kapılı bir hanmış,
Mutluluğu hemen arayan aldanmış,
Bir bakmışsın ölüm kapına dayanmış,
Şimdi toprağımda verim yok, neyleyim!
Yâri kaybetmeye yürek dayanmıyor,
Üstüne kar yağsa bu ateş sönmüyor.
Hislerin hiçbir sözle olmaz meali,
Dil nasıl anlatabilir ki melali?
Sonsöz
Ey talip! Güzellik Allah'ı sevmektir,
O sevgiyle kulun gönlüne girmektir.
Kapılır ise umutsuz bir sevdaya,
Bağrına taş basar da düşmez hataya.
Kaderi suçlama hiç boşu boşuna,
Allah akıl, fikir vermiştir kuluna.