Fransız yazar Michel de Saint-Pierre'in Les Aristocrates adlı romanının kahramanı Türkiye'de birçok peynir türünün olduğunu söyler, ama peynirlerimizi pek beğenmez.
"Sizi temin ederim, Türkiye'de birçok peynir var da, akmıyor, erimiyor, kokmuyor, bu peynirler ruhsuz!"
Michel de Saint-Pierre'in Türk peynirleri konusunda biraz aceleci bir hükme vardığını söyleyebiliriz. Uluslararası alanda belki Fransızların ünlü peynirleri kadar tanınmış olmasalar bile, bizim peynirlerimiz de olgunlaşınca akar, yerinde erir, hatta kokar.
Araplar, Tarık bin Ziyad önderliğinde, ileride Cebelitarık adını alacak boğazı aşıp İberik Yarımadası'na girdikten sonra Fransa'ya yöneldiler. Ancak, Fransız Charles Martel 732 yılında Arap ordusunu Poitiers'te yenince, Kuzey Afrikalı Müslümanlar İspanya'nın fethiyle yetinmek zorunda kaldılar. Yenilen ordunun bazı askerleri de Pirene Dağları'nı pek beğenmiş olacaklar ki, burada yerleşip kök saldılar, keçi yetiştirip, çobanlıklarına geri döndüler. Bölgenin günümüzdeki ünlü keçi peynirleri chabis ve chabichou'ların adının Arapça keçi anlamında "şabli"den geldiğini de hatırlatalım.