Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Taht Uğrunda Baş Veren Sultanlar

M. Çağatay Uluçay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Esasen hanedan âzaları arasında da kızılbaşlığa karşı bir meyil olduğu bazı vesikalardan anlaşılıyor. Şehzade Ahmed'in oğlu Şehzade Murat, kızılbaş tacını giyerek, başına topladığı kızılbaşlarla İran'a gitmişti."
Sayfa 63 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Anadolu yerinden oynamıştı. Hepsinin kalbi Abaza Mehmet Paşa'da çarpıyordu. Bir Yeniçeri öldürdüğü haberini aldıkları zaman onu alkışlıyorlar, bu kan dâvasında zafer kazanması için dua ediyorlardı. Âşıklar kahvelerde onun ağıtını okuyorlar, dinleyenleri ağlatıyorlardı.
Sayfa 151 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Bu bir hırstı, mevki hırsı dediğimiz hırs! Hani şu insanları gaflete, dalâlete sevkeden hırs! Bütün hanedan erkeklerinin kalpleri taht-u saltanat için çarpıyor, onu elde etmek için, para harcamaktan, kan dökmekten, baş kesmekten geri kalmıyorlardı. Amma bu uğurda isterse babası, oğlu, kardeşi ve yanlarındaki binlerce insanın canına mal olsun, yeter ki, kellesini ortaya, koyduğu şu karşısında dikilen tahtlardan birisine otursun.
Sayfa 14 - Ötüken Neşriyat
Soysuzlar tarafından Genç Osman’a yapılan işkence
Sultan Osman'ın üzerinde beyaz bir entari vardı. Başında ne kavuk, ne de padişahlık alâmeti olan sorguç vardı. Boyuna bosuna, yüzünün güzelliğine renk ve heybet veren kıymetli kumaşlardan yapılmış kaftan da yoktu. Yüzünün rengi korku ve heyecandan bembeyaz olmuştu. Yeniçerilerin Hüseyin Paşa'yı gözleri önünde parça parça etmeleri Genç Osman'ın korku ve heyecanını bir kat daha artırmıştı. Hüseyin Paşa'nın suçsuz yere ölrülmesine üzülmüş, […] Yeniçeriler, sözünü yarı da bıraktılar, üzerine atılarak yaka paça edip dışarı çıkardılar, rastladıkları bir sütçü beygirine bindirerek Ortaca mi'ye doğru ilerlediler. Yeniçeriler pek memnundular, kan dökmeden, zahmet çekmeden Genç Osman'ı ele geçirmişlerdi. Keyiflerine diyecek yoktu, durmadan onunla alay ediyorlar, baldırını çimdikleyerek: “Osman Çelebi! Meyhaneleri basıp, Yeniçeri ve Sipahiyi taş gemisine koymak, denize atmak olur mu?” gibi sözler söyleyerek ve hakaret ederek Ortacami'ye geldiler. Genç Osman Yeniçerilerin yaptıklarına dayanamayarak ağlamaya başlamış, bir aralık da: “Behey edepsiz mel'un, padişahınız değil miyim? Bu ettiğiniz hakaret nedir?” Diye gürledi ise de bu, Yeniçeriler üzerinde hiç bir tesir yapmadı. Bilakis Yeniçerilerin daha çok alay ve hakaret etmesine yol açtı. Hakikaten o zamana kadar hiç bir padişaha bu şekilde hakaret edilmemiş, vezirleri, ağaları gözleri önünde parçalanarak yere serilmemişti.
Sayfa 144 - Ötüken Neşriyat
Şehzade Mustafa’nın ölümü
Mustafa; babasını göreceği, elini öpeceği için çok seviniyordu. Çünkü uzun yıllardan beri babasını görmemişti. Bir kaç defa gelip kendisini görmek için izin istemiş ise de bu isteği padişah tarafından yerine getirilmemişti. Şimdi isteği yerine geldiği için çok sevinçli idi. Heyecanla otağa girdi. Fakat içeride ne babası, ne de tahtı vardı. Renkli, döşeli otağın içini ölüm sessizliği kemiriyordu. Biraz sonra yedi genç dilsizin kendisine doğru ilerlediklerini gördü. Ellerindeki kementleri görünce, ölümle karşı karşıya geldiğini anladı. 39 yaşında idi. Güçlü kuvvetli idi. Sportmendi. Canını öyle kolayca veremezdi. Canı tende iken boğuşması lâzımdı. Derhal üzerine saldıranlara karşı cephe aldı. Yumruk ve tekme ile birkaçını yere yuvarladı. Bir taraftan aslanlar gibi döğüşüyor, öbür yandan da babasına bağırıyor, imdadına yetişmesini rica ediyordu. Fakat ne gelen, ne de giden vardı. Zavallı, gittikçe ölüme yaklaşıyordu. Çünkü karşısındaki dilsizlerde en aşağı kendisi kadar güçlü kuvvetli idiler. Nihayet saray hademelerinden Zaloğlu Mahmut Ağa, Mustafa'nın kollarını yakalamağa muvaffak oldu. Bundan faydalanan dilsizler, derhal kemendi zavallı şehzadenin boğazına taktılar. Babasının otağının ortasına ölüsünü serdiler.
Sayfa 91 - Ötüken Neşriyat
Süleyman Çelebi'de devlet adamlarında bulunması gereken vasıfların çoğu yoktu. Enerjik ve ileri görüşlü değildi. Halbuki o zaman için devletin ileri görüşlü, azimli bir başa ihtiyacı vardı. Tembel, zevk-u safaya ve içkiye çok düşkün olan Süleyman Çelebi bu hasletlerden mahrumdu.
Sayfa 27 - Ötüken Neşriyat
Reklam
"Yavuz, Şehzade Ahmed'i de Korkud'u öldüren Kapıcıbaşı Sinan Bey'e boğdurttu. (...) Korkud'un boğulmasında olduğu gibi, Bursalıların teessürünü gidermek isteyen padişah, 1000 koyun kesilmesini ve 700.000 akçe dağıtılmasını emretti."
Sayfa 83 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.