Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talat Paşa Gönderileri

Talat Paşa kitaplarını, Talat Paşa sözleri ve alıntılarını, Talat Paşa yazarlarını, Talat Paşa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O en büyük mevkiye yükseldiği zamanlar bile gurur ve azamet ne olduğunu bilmedi. Selânik'in Beyazkule kahvelerindeki Talât, o zamanki arkadaşları için ne idiyse, Dahiliye Nazırı Talât Bey, Sadrazam Talât Paşa da o halde kaldı. Talât'ın yanındakiler onun hiçbir şahsî düşüncesi, bir menfaat avcılığı olmadığını bilirlerdi. Vatan uğrunda her fedakârlığı göze alacağına, cesaretine ve azmine emin idiler. Onun için Talât'ı severler, sayarlar ve sözünü dinlerlerdi.
Sayfa 81
İttihat ve Terakki içinde hâkim bir nüfuz, kuvvetli bir yumruk, bir diktatör yoktu. İttihat ve Terakki içinde en geniş ve kat'î bir liberalizm ve bir müsavat hüküm sürüyordu. İtaat edecek olanlar bu itaatın lüzumuna kanaat getirmeli idiler. Ondan başka hiçbir şey itaata icbar edemezdi. Çünkü hep müsavi idiler, hep "kardeş" idiler.
Sayfa 78
Reklam
Eğer Talât olmasaydı İttihat ve Terakki olmazdı. Meşrutiyet'ten sonraki devre hakkında benim kat'î kanaatim budur. Talât, İttihat ve Terakki'nin kubbe taşı, çimentosu ve temeli idi. Onun bitmek tükenmek bilmeyen sabrı ve tahammülü vardı. Herkes derdini ona dökmeye koşar, bütün şikâyetlerini ona anlatırdı. O herkesin nazını çekerdi. Kimini okşamak lâzımdı, kiminin yüzüne gülmek icap ederdi.
Sayfa 77
Beni bir gün sokakta vuracaklar derdi. Alnımdan kan akarak yere serileceğim. Yatakta ölmek nasip olmayacak. Ziyanı yok varsın vursunlar Vatan benim ölümümle bir şey kaybedecek değildir. Bir Talat gider, bin Talat yetişir.
Sayfa 118Kitabı okudu
Vatanlarına karşı kalplerinde hudutsuz bir aşk duyanlar ittihat ve terakki bayrağı altında çarpışmaktan geri durmadılar.
İttihat ve terakki kendi azalarını ve fertlerini değil, vatanı yükseltmeye azmetmişti.
Reklam
İttihat ve terakki paylaşılmak üzere bulunan bir vatanı kurtarmak için milletin vücud bulmuş bir isyan ve fedakarlık mahsülü idi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne mademki siz malûmatsız, tecrübesiz, hükümeti idare kabiliyetinden mahrum gençler idiniz, neden bu inkılabı yaptınız, neden padişahlığı yıktınız? diye bir mesuliyet yükletilebilir mi? Buna imkan görmüyoruz. İttihat ve Terakki'yi teşkil eden gençler vatanın maruz olduğu inkıraz felâketini yakından hissediyorlar ve buna mâni olmayı en kudsî bir vazife biliyorlardı. Memleketin bütün fenalıkları [nın] sarayın mutlak hükümetinden, kanunsuzluktan, kanuna riayetsizlikten, iltimas (kayırma) ve irtişadan (rüşvetten), cehaletten, orduya ve donanmaya ehemmiyet verilmemesinden halkın hak ve hürriyetini tanımamasından ileri geldiğine hükmediyorlardı.
Sayfa 71
Meşrutiyet vekayii (olayları) içinde mesuliyeti İttihat ve Terakki'ye muhakkak surette atfedilemeyecek vaka, Balkan Harbi felâketidir. Katiyen o kanaatteyim ki, İttihat ve Terakki hükümette olsaydı, Balkan Harbi bu suretle neticelenmezdi. Türk ordusunun bu kadar utandırıcı bir tarzda çarçabuk perişan olması ve bütün Rumeli'nin düşman tarafından çiğnenmesi imkansız bir şeydi.
Sayfa 64
İttihat ve Terakki rejiminden sonradır ki, bu memlekette Türkler, Türk'üz diyebildiler ve Türklerin de bu vatanda bir hakları olduğunu ileri sürebildiler. Osmanlı İmparatorluğu'nda kavm-i necip Arap'tan bahsolunurdu. Arnavutların necabetinden (soyluluğundan), şecaatinden (kahramanlığından) bahsolunurdu. Fakat Türk'ün adı geçmezdi. Osmanlı İmparatorluğu Müslim unsurlar arasında hiç fark gözetmemişti. Saray, Babıâli, ordu, maarif, idare bütün bu unsurlara müsavi (eşit) surette açıktı ve padişahların bu müsaadekâr telâkkisinden en çok istifade eden onlardı. Padişahın en yakın muhafızları Arnavut ve Arap taburları idi. Bunların bütün efradı memleketlerindeki akraba ve taallukatları (yakınları) için birer lütuf ve âtıfet (cömertlik) kaynağı kesilmişti. Yalnız Türk köylüsü idi ki, muazzam vergi vermek, askerlik hizmeti görmek gibi vatanî yükleri sessiz ve şikâyetsiz yükleniyordu.
Sayfa 57
650 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.