Atsız’ı edebi eserlerini okuyarak tanımak, fikirlerini öğrenmek elbette mümkündür. Ama onun çok çeşitli cephelerinin yanında tabii ki bir de “insan” tarafı vardır. Bu tarafını, onu ancak yakından tanımış olanlar bilebilir. Altan Deliorman, “Tanıdığım Atsız”da, onu, özellikle bu yönüyle anlatıyor. Dünya görüşü, insanlara bakışı, davranışları, hayat tarzı, öfkeleri, tepkileri, sevinçleri, kederleri, hayalleri ve hayal kırıklıkları ile..
”Atsız’la ilk hatıralarımı, onun vefatını takip eden gün yazmaya başlamıştım. O sırada günlük bir gazetede yayımlanan bu yazıların dokuz-on gün devam edeceğini sanıyordum. Öyle olmadı. Çeşitli olaylarla yoğurulmuş yıllardan hafızamda kalanlar tahminimden çokmuş. Yazılarım iki ayı aşkın bir süre devam etmesine rağmen, ancak 1960’a kadar olan dönemi kağıda dökmek imkanını bulabildim.
Bu hatıraların yayınlanması geniş bir ilgi gördü. Çeşitli çevrelerden, tanıdık-tanımadık farklı nesillerden teşvik ve takdir topladı. Kitap hâline getirilmesi dileği yaygınlaştı. Bunun üzerine, 1960 sonrası devreyi de yazarak, hatıraları tamamlamak düşüncesi bende yerleşti.
Bu kitap, kısaca anlattığım gelişmenin sonucu olarak ortaya çıktı.”
Altan Deliorman, 5 Kasım 1978, İstanbul.
”..Böylece Atsız Beğ’le tanışmıştık.
Bu tanışıklık, günler, geceler, yıllar boyu, ine-çıka, yakınlaşa-uzaklaşa tam yirmi beş yıl devam edecekti.
Yani çeyrek asır.
Gözlerini kapadığı son güne kadar..” (syf. 15)
”Atsız’ı iyi tanımak isteyenler bu kitabı okumalılar.”
Ahmet Bican Ercilasun