Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tanrı İsa'dan Tavrı İsa'ya

Necmettin Şahinler

Tanrı İsa'dan Tavrı İsa'ya Sözleri ve Alıntıları

Tanrı İsa'dan Tavrı İsa'ya sözleri ve alıntılarını, Tanrı İsa'dan Tavrı İsa'ya kitap alıntılarını, Tanrı İsa'dan Tavrı İsa'ya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kelimeler bizi Hakîkat'e taşır ama Hakîkat'e ulaşınca onlara ihtiyacımız kalmaz. Rüh'un penceresine can kulaklarını koyanlar, dudak görmeseler de konuşulanı duyarlar.
Kelimeler bizi Hakîkat'e taşır ama Hakîkat'e ulaşınca onlara ihtiyacımız kalmaz. Rüh'un penceresine can kulaklarını koyanlar, dudak görmeseler de konuşulanı duyarlar.
Reklam
Nehirlerin gürültüsü denize ulaşıncaya kadardır. Ve bütün ayrılıklar, ayrı bilinenin aslında aynı hakîkatin farklı vecheleri olduğunu idrâk edememekten doğar.
insan için zâhirle uğraşmak, bardağın/çanağın içini yıkamak yerine onun dışıyla meşgul olmaktır. Oysa bardağın/çanağın kullanılması için önce içinin yıkanması şarttır. Sadece zâhire takılanlar ve dışı süslemeye çalışanlar hakîkati tanıma ve idrâk etme noktasında ne yazık ki başarısız olacak ve bir türlü taklitten tahkike geçemeyeceklerdir.
Sayfa 202Kitabı okudu
nefsini er kişi kılabilenler Mi'rac'larını gerçekleştirmiş olan veli kullardır ve onlara artık ne korku vardır ve ne de hüzün. Onlar ölmeden önce ölmüş, namazları "er kişi niyetine" kılınmıştır.
Sayfa 141Kitabı okudu
Toprak post, Allah dost olacaktır. Tüm yeryüzü Mâbed, tüm meşrû fiiller ibadet hâline getirilmiştir. Böyle bir anlayı şın şekillendirdiği dünyada aracılara, komisyonculara, kutsal laştırılmış haraç ve hurûc ekiplerine ihtiyaç yoktur.
Reklam
Kendilerine Rabbinden bir hakikat/burhan gelenler şüp he denizinde yüzmeyi bırakmışlardır.
Hz. İsa'ya göre Melekût'a girmenin yolu ve yordamı veya olmazsa olmaz şarty "irfan" dir, Irfan, herkesin idrak edeme yeceği/ulaşamayacağı, Zâhir'in ardındaki Bâtin'a ait bilgi de mektir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Hakikat yolunda en büyük engel nefs'tir. Takva ise, Allah'ın emirlerine karşı gelen nefse engel olma irâdesi"dir. Anlaşılıyor ki havârîler Allah'a ve Hz. Îsa'ya îman edip teslim olmalarına rağmen henüz vehimlerini izâle ederek "yakin" sahibi olamamışlardır. Bir nefsin vehimden kurtulabilmesi için, vehmin menşeinin kurumuş, yani nefsin ölmüş olması gerekir. Nef sin ölümü tatması Mi'râc'in tahakkuku için gereklidir. Mi'râc Rûh'un Hakk'ın huzuruna ve harîmine kabulüdür. Bütün ve himlerin, şüphelerin, kuruntuların, gerçeğe uymayan hayalle rin zevâlidir.
İrfanî literatürde namazın kıyâmı "Hakk Mertebesi"ne, rükûsu "Tecellî Mertebesi"ne, secdesi ise "Kulluk Mertebesine işaret eder. Kıyâmdan başlayan ve secdede noktalanan bu eylemler serisi süreklilik arzeder ve birbiri peşisıra bir idrak dönüşümü olarak deveran içerisindedir. Kıyâmda yani "Hakk Mertebesi"nde (Cem) kişi kendi hakîkatinin sırrına ermiş "Hakk ile Hakk" ol muştur.
Reklam
Hz. İsa'ya göre Melekût, insanın içindedir ve baş gözüyle görülebilen bir şey değildir. Insanın, Melekût'u tanimasının/bilmesinin önündeki tek engel kendi nefsidir. Bu nedenle "Alemi tanıyıp da kendi nefsinden câhil olan, her mânevî makamdan mahrum olur" demiştir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Eğer yaşadığımız çağa farklı bir isim vermek gerekirse yeni bir isim olarak "Keşkeler Çağı" adını verebiliriz. Yaşamı ıskalamanın ve elimizdeki değerleri bilememenin sığındığımız adıdır keşke. Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da hakkıyla yaşanamamış yılların, gecikmiş itirafların ağıtıdır. Çarpılıp çıkılmış bir kapıda, yazılıp yollanmamış bir mektupta, göz yumulmuş bir haksızlıkta, vakit varken öpülmemiş bir elde, dilin ucuna gelip ertelenmiş bir sözde, sorulmamış/öğrenilmemiş bir bilgide sonradan pişman olmanın, dövünmenin, yerinmenin, hayıflanmanın hayal kırıklığıdır keşke. Konuşmamız gerektiğinde susmuş, koşacağımız yerde durmuş, sarılacağımız yerde kopmuşsak şimdi sızlanmanın bir anlamı kalmamıştır. Kısaca "şimdi ki aklım olsaydı böyle yapmazdım" deyişlerinin, telâfisi olmayan mezarlığıdır.
Sayfa 197Kitabı okudu
Sonunda "Allah'a Dönüş" gerçekleştiğinde beden mülkü üzerindeki tüm güçlerin makâmı kararlaştırılacak, ayrılıklar anlamını yitirecek ve her şey Vahdet Denizi'nde sükûn bulacaktır.
Secde ise kulluk tavrının en ileri boyutu, bir anlamda esa sıdır. Kişinin Allah karşısında acziyetini, mahviyetini ve hiçli ğini ifade eden bir eylemdir. Secde eden, Allah ile “hür ve aşka dayalı bir ilgi içindedir. Secde bir sûfî deyişiyle: “Rahmân olan Allah'ın kucağına eğilmektir."
salt bilgi hikmet değildir. Bilginin kavrayış derinliğine ulaşması ve sonuçta ortaya bir orijinalite koyması hâlinde hikmetten söz edilebilir. Yani hikmetten söz edebilmek için benliğin sıradan ve mevcut bilginin üstüne çıkan ve ötesine geçen yeni bir değer sergilemesi gerekir. Bu bazen bir kavramı yakalamak, bazen yakalanmış kavramlarla yeni bir kompozisyon vücuda getirmek, bazen de bu ikisini kullanarak orijinal bir aksiyon ortaya koymak şeklinde belirir. Bu nedenle Allah'ın nebîlere öğrettiği Hikmet, o nebînin Velâyet yönünü oluşturur. Kısaca vermek gerekirse, "Velâyet Hikmet'le başlar."
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.