Kelimeler bizi Hakîkat'e taşır ama Hakîkat'e ulaşınca onlara ihtiyacımız kalmaz. Rüh'un penceresine can kulaklarını koyanlar, dudak görmeseler de konuşulanı duyarlar.
Kelimeler bizi Hakîkat'e taşır ama Hakîkat'e ulaşınca onlara ihtiyacımız kalmaz. Rüh'un penceresine can kulaklarını koyanlar, dudak görmeseler de konuşulanı duyarlar.
Nehirlerin gürültüsü denize ulaşıncaya kadardır. Ve bütün ayrılıklar, ayrı bilinenin aslında aynı hakîkatin farklı vecheleri olduğunu idrâk edememekten doğar.
insan için zâhirle uğraşmak, bardağın/çanağın içini yıkamak yerine onun dışıyla meşgul olmaktır. Oysa bardağın/çanağın kullanılması için önce içinin yıkanması şarttır. Sadece zâhire takılanlar ve dışı süslemeye çalışanlar hakîkati tanıma ve idrâk etme noktasında ne yazık ki başarısız olacak ve bir türlü taklitten tahkike geçemeyeceklerdir.
nefsini er kişi kılabilenler Mi'rac'larını gerçekleştirmiş olan veli kullardır ve onlara artık ne korku vardır ve ne de hüzün. Onlar ölmeden önce ölmüş, namazları "er kişi niyetine" kılınmıştır.
Toprak post, Allah dost olacaktır. Tüm yeryüzü Mâbed, tüm meşrû fiiller ibadet hâline getirilmiştir. Böyle bir anlayı şın şekillendirdiği dünyada aracılara, komisyonculara, kutsal laştırılmış haraç ve hurûc ekiplerine ihtiyaç yoktur.