Tarih Bizi Çağırıyor
Osman DoğanTarih Bizi Çağırıyor Sözleri ve Alıntıları
Tarih Bizi Çağırıyor sözleri ve alıntılarını, Tarih Bizi Çağırıyor kitap alıntılarını, Tarih Bizi Çağırıyor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Sultan Alp Arslan'ın Şehid Edilmesi
Asıl adı Muhammed olan sultan, Alp Arslan adı ile meşhur oldu. Eylül 1072 başında Måverâünnehr'e doğru sefere çıktı. Askerlerinin sayısı iki yüz bin süvariden fazlaydı. Alp Arslan'ın adarn lan 20 Kasım 1072 günü Yūsuf elHarezmi adlı kale muhafızını huzura getirdiler. Yûsuf yanında sakladığı bıçakla sultanı yaraladı. Sultan yaralanınca şöyle dedi:
"Her ne zaman düşman üzerine yürümek istesen daima Allah'tan yardım dilerdim. Dün bir tepe üzerine çıktığımda, askerimin çokluğundan ve ağırlığından dolayı bana ayağımın altındaki dağ depreniyor gibi geldi. Kendi kendime: 'Ben dünyanın padişahıyım, bana kim galip gelebilir.' dedim. Bugün Allahü Teâlâ beni en zayıf kulu karşısında aciz bıraktı." deyip istiğfar etti. 24 Kasım 1072 tarihinde vefat etti ve Merv'de babasının yanına defnedildi.
Sultan Alp Arslan 10321033 yılında doğmuştu; kırk yıl ve bir kaç ay yaşadı. Başka bir rivayete göre ise 1029 yılında doğmuş- tur. Sultan olarak adına hutbe okunduğu tarihten vefatına kadar hükümdarlık müddeti dokuz sene altı ay ve bir kaç gündür
Mesela “Allah” lafzı celali bir elif, iki lam ve bir güzel he’den oluşur. Bunların ebced değerleri toplamı 66 eder. Keza “hilal” kelimesinin ebced değeri de 66’dır ve bu sebepten hilal Hakk’ı temsil eder. Aynı şekilde “lale” de ebced hesabıyla 66’ya tekabül ettiğinden vahdettin sembolü olmuştur. 
Sayfa 60Kitabı okudu
XII. yüzyıl alimlerinden Abdurrahman bin Nasr, "Nihayetü'r Rütbe fi Talebi'l-Hisbe" adlı eserinde, hekimlerin mesleklerini icra edebilmeleri için muhtesibin huzurunda reîsületibba tarafından imtihan edilmeleri ve daha sonra da eserde metni verilen yemini etmeleri lüzûmunu bildirmektedir. Hipokrat andı ile bu metin arasındaki fark Allah'a yemin edilmesinden ibarettir. İslâm kültürüne olan hayranlığı ile bilinen II. Friedrich'in 1231'de çıkardığı Melfi yasasının tababeti ilgilendiren kısmında, hekimlik yapacak kişilere Salerno Tıp Okulu'nun hocaları tarafından imtihana tabi tutulmaları ve kazandıkları takdirde yemin etmeleri mükellefiyetinin getirilmiş olması, Hipokrat andının Avrupa'ya Bizans'tan değil İslâm dünyasından geçtiğini göstermesi bakımından mühimdir.
Alparslan:
Her ne zaman düşman üzerine yürümek istesem daima Allah'tan yardım dilerdim. Dün bir tepe üzerine çıktığımda,askerimin çokluğundan ve ağırlığindan dolayı bana ayağımın altındaki dağ depreniyor gibi geldi .Kendi kendime: Ben dünyanın padişahıyım,bana kim galip gelebilir."dedim.Bugün Allahu Teala beni en zayıf kulu karşısında aciz bıraktı." deyip istiğfar etti.
Sayfa 206Kitabı okudu
Hâce Ahmet Yesevi
Vefatından hemen sonra kabrinin üzerine küçük bir türbe inşa edilen Ahmet Yesevi, kendisinden iki asır sonra Emir Timur'un rüyasına girerek Buhara'nın fethini müjdeler. Bu işaret üzerine Buhara üzerine sefere çıkan Emir Timur, zafere ulaştıktan sonra manevî bir şükran hissi ile Ahmed Yesevi'yi ziyaret için Yesi'ye gelir.
1396 yılında Hâce Ahmed Yesevî'nin mütevâzı kabrini ziyaret eden Emir Timur, kabrin üzerine muhteşem bir türbe yapılmasını emreder. Türbenin bazı ölçülerini bizzat kendisi belirler. O devrin en ünlü mimarı Hoca Hüseyin Şirazî tarafından külliyenin inşaatına başlanır
Sultan Abdülaziz hasta yatağında yatarken Medine-i Münevvere mücâvirlerinden bir dilekçe gelir.
Sultan:Derhâl beni ayağa kaldırınız.Haremeyn-i Şerifeyn'den gelen talepleri ayakta dinleyeyim.Resulullah Efendimiz'in (s.a.v.) komşularının talepleri,ayak uzatılarak dinlenmez"der
Sayfa 166Kitabı okudu
Macerasına 13.asırda başlayıp,zamanla kâgir yapıların duvarlarına oturtulmuş ve giderek daha önce formlarla zenginleştirilmiş kuş evleri, 18. Asirda en parlak devrini yaşamış; 20. Asrın ortalarından itibaren ise modernleşen ve sanat zevki değişmeye başlayan şehir hayati içinde unutulmuştur.Türk mumları eserlerinin en kısa ömürlü ve çabuk yıprananı olan kuş evleri,bugün malesef bakımsızlık ve ilgisizlikten nasibini almış ve yok olmaya yüz tutmuştur.Ecdadımızın kuş sevgisi ve yaratılana olan merhametinin, incelik ve zarafetinin bir timsali olan bu eserler, yeniden değerlendirme ve en azından fark edilmeye muhtaçtır.
Sayfa 37 - ÇAMLICA
Yaşanılan zaman, geçmiş ile gelecek arasında kurulu bir köprüdür.
Sayfa 9Kitabı okuyor