Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yunan Ve Roma Dünyası

Tarih Felsefesi - 3

Georg Wilhelm Friedrich Hegel

Tarih Felsefesi - 3 Hakkında

Tarih Felsefesi - 3 konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
7/10
6 Kişi
26
Okunma
5
Beğeni
426
Görüntülenme

Hakkında

İnsan dünyaya fırlatılmış özsüz, değersiz, anlamsız bir varlık değilse, tersine bütün bir varoluşun değeri ve ereği olan ussal bir öz ile donatılı ise, tüm gizilliğinde gelişmek, fenomen dünyasını kendi özü ile uyum içinde açındırmak yazgısı ve özgürlüğüdür. O zaman Dünya Tarihi Dünya Tininin özgürlük bilincinde ilerlemesidir, ve bu ereksel gelişim tüm tarihsel kültürlerin, ne denli sağlam, değerli, anlamlı görünseler de, henüz yalnızca olumsuz bir varlığı olan ideal biçim karşısında güçsüz, değersiz, anlamsız olduklarını gösterir. Dünya Tarihi Doğu Dünyası ile başlar. Ama Doğu özgürlük bilincinde ilerlemedi, insanı gerçek kendisi olması ve onda kendini bilmesi için özgür bırakmadı. Belirlenimi sonsuza dek Güzeli, Doğruyu, ve Gerçeği anlamamak olan Doğu Tini tüm gelişimini despotik bilinç düzeyinin izin verdiği sınırlar içine kapadı: Ahlakı, Sanatı, Bilimi, Dini yalnızca sonlu Birin özügürlüğünü kabul edebilen bir kültür biçimine pıhtılaştı. - Güzel Sanat İdeali, Demokrasi, Bilim, Felsefe insanın uygarlaşma sürecine Helenik Tinin katkıları oldular - ama evrensel Özgürlük, evrensel Eşitlik, evrensel İnsan Hakları kavramları değil. Bütününde Helenik Tin - ve Platon ve Aristoteles bile - insanın salt insan olduğu için özgür olduğunun ve sonsuz değer taşıdığının bilincine yükselmedi. Bu kavramlara yer açmak için, Tinin daha öte gelişimine izin vermek için Helenik Tin ortadan kalkmak zorundaydı. Büyük İskender'in Helenik kent-devletine son vermesi ile birlikte Helenik bireysellik tüm güzelliği, sevinci ve erdemi ile Tarih oldu. - Roma Tini Helenik Tinin özsel belirlenimlerini kabul etti, ama kültürün bütününü Evrensel İstencin zorbalığı altına getirerek bireyselliği soyut tüzenin disiplini altında yok etti. Bu imparatorluk da Tinin onda doyum bulabileceği ereksel şekli değildi. İnsanın gerçek karakterine, gerçek değerine, gerçek özgrülüğüne, gerçek eşitliğine özlem duygusunu geliştirecek bir tinsel eziliş noktasında, Tinin Gerçek şeklinin başlangıç noktası olacak bir yitmişlik noktasında kendini ortadan kaldırdı. Ancak bundan sonra Dünya Tarihi Tinin tüm kavramlarına eksiksiz edimselleşme hakkını verecek olan modern gelişme sürecine girdi.
Çevirmen:
Aziz Yardımlı
Aziz Yardımlı
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.Sayfa Sayısı: 144Basım Tarihi: 2011Yayınevi: İdea Yayınları
ISBN: 9789753971508Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 18.9
Erkek% 81.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich HegelYazar · 26 kitap
Günümüzde Almanya'nın güneybatısında yer alan Stuttgart, Württemberg'de doğan idealist Alman filozof. Etkisi, hem onu takdir edenler (Bradley, Sartre, Küng, Bauer, Stirner, Marx ) hem de acımasızca eleştirenler (Kierkegaard, Schopenhauer, Nietzsche, Heidegger, Schelling) gibi çok farklı konumlardaki insanlar üzerinde çok geniş bir yelpazede olmuştur. Felsefenin sürekli tartışılan sorunlarının fasit dairesinin dışına çıkmak için, muhtemelen felsefede ilk kez, tarih ve yapının önemli olduğunu ileri sürdü. Efendi-köle diyalektiği nin kavramsallaştırması öz farkındalık oluşması için ötekinin öneminin altını çizdi. Bir memurun oğluydu. Tübingen'de ilahiyat okuduktan sonra Bern ve Frankfurt'ta felsefe öğretmenliğine başladı. 1805'te Jena Üniversitesi'ne profesör oldu. Başlangıçta Schelling'in öznel idealizm felsefesine inanmış görünüyordu, sonradan kendine ayrı bir sistem kurup onun savunmasını yapmaya başladı. Kurduğu bu felsefe sistemini 'phanomenologie des Geistes' adındaki eserinde anlatmıştır. Bir süre Nürnberg'de kaldıktan sonra Berlin ve Heidelberg üniversitesinde profesörlük yaptı. Bu devrede yazdığı eserler arasında 'Mantık Bilimi' ve 'Felsefe Ansiklopedisi' dikkati çekti. Hegel'in kurduğu sisteme 'diyalektik mantık' denilir. Buna göre bir fikir(yani tez), karşısındaki başka bir tezle(anti-tezle) karışır, bundan yeni bir anlayış doğar ki buna sentez denilir. Hegel, Kant'ın felsefesine inanmakla beraber onun fikirlerini yetersiz buluyordu. Kant'ın aksine insanların her şeyi öğrenebileceklerine inanmıştı. Hegel'e göre dünya demek mantık demekti. İnsanlar mantığın sınırlarını çözdükleri anda beşerin sınırlarını da çözmüş olacaklardı. Hegel'e göre, biricik, canlı felsefe, çelişmelerin -daha doğrusu karşıtların- felsefesidir; çiçek, meyvanın ortaya çıkmasına yol açar, ama meyvenin ortaya çıkması için de, çiçeğin ortadan kalkması gereklidir. Demek ki üremenin gerçeği, hem çiçek hem meyva olmaktır. Ölüm hem ortadan kaldırmadır, hem yeniden doğuşu sağlayan koşuldur. Hegel ömrünün son yıllarını Berlin'de geçirdi. 1831 yazı ve sonbaharı boyunca süren kolera salgınının son kurbanlarında biri oldu. 14 Kasım'da kısa süren bir hastalıktan sonra aniden ölmüştür.