Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih, Toplum ve Gelenek

Ali Bulaç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kültürlerin başlangıç noktasında mitolojiler, kahramanlar ve evliya ait masallar var. Bunu bilinç kazanma, ilk felsefe, riyazet, püritanizm ve sivil hayatın gelişmesi devri izler. Akılcılık, aydınlık ve büyük felsefe sistemleri çağı üçüncü döneme aittir. Dördüncü dönemde büyük dünya kentlerinin doğduğu medeniyet çağıdır. Bu çağda amacı sadece mutluluk olan materyalist bir istiras başlar. Bilimlerde uzmanlaşma çıkar, iktisat devleti güçlenir; teknik, spor, lükse düşkünlük dini ve metafiziği geriye iter. TOPLUMSAL ÖNDERLİK MÜHENDİSLERİN ELİNE GEÇER VE BUNLAR DÜŞÜNCELERİYLE SANATÇILARIN YERİNİ ALIR. Devlet sezarlaşır ve despotizme yönelir. Toplum kitleye dönüşür. Kültür sertleşir ve yeni kültüre başlangıç olan genç halklar, yabancı fatihlerin ganimeti olur.
Bu bize, tarihin yanlış olarak İslâm medeniyeti diye sunduğu medeniyet, Kur'an'ı ve Sünneti kılavuz edinen ve Peygamber Medine'sine özenen Müslümanların medeniyeti değil, zorbaların, nifakla içyüzlerini maskeleyen aldatıcıların, ümmeti soyan halife-sultanların, şahların, şehzadelerin, beylerin ve müstekbirler elitinin medeniyetidir.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Bugün medeniyet, hâlâ batılı kimliği içinde, batılı olmayan bütün toplumların aydınlarını kendisine bir büyü gibi çekmekte, söz konusu aydınlar ile batılı mali ve kültürel güçler arasında sağlanan işbirliği sayesinde, dünya bütün yerli kültürlerden, örf ve adetlerden, geleneklerden hatta dinlerden tecrit edilmek istenmektedir. Amaç, batılı üretim tekniklerine uygun, Batı kapitalizminin ürettiği malları kolaylıkla tüketebilecek standart bir kalıba dökülmüş bir dünyayı, bütün ülkeleri, ulusları ve halklarıyla "ortak bir sömürü ve tüketim pazarı"na dönüştürmektir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Hikmetsiz düşünce, salt zihnî bir spekülasyondur. Peygamberlerin, tarih boyunca insanın düşünce geleneğinde "Nübüvvet, İlim(el-ilm) ve Hikmet"i diri tutmaya çalışmalarının sebebi, bir bakıma düşünme eylemini salt bir spekülasyona karşı korumak ve nefsin aklı kendi hakimiyeti altına almasının önüne geçmekle yakın bir ilgisi var.
En yüce ve kutsal bir kavram dahi, bütün tarihsel anlamlanlarından soyutlanarak özel ve belli bir dünya görüşünün sınırlayıcı terimleriyle yeniden tanımlanmaya kalkışıldığında kendi gerçekliğini, hakiki ve meşru kimliğini kaybeder.
Gelinen noktada batılılaşmanın hiç değilse 2.Mahmut ve Mustafa Kemal'in izlediği jakobenci politikalar bağlamında beklenen sonucu vermediğini söyleyebiliriz. Merkezî ve emredici modernleşme projeleri dünyanın her yanında olduğu gibi Türkiye'de de büyük sosyal çalkantılara, kimlik krizine, sıcak çatışmalara sebebiyet vermektedir.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
Ulus devlet düşüncesi ile birlikte, ulusal kültürlerin önem kazanmaya başlaması, bir devletin kendine referans olarak aldığı kültürü yüceltmesine, neredeyse mutlaklastırmasına yol açtı. Gerçekte ise bir kavmin, sadece kendine ait olmasından dolayı mensup olduğu kültürü yüceltmesiyle kendine tapınması aynı şeydir.
Sayfa 215Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.