Tarihi Hoşça Kal Lokantası
Şermin YaşarTarihi Hoşça Kal Lokantası Gönderileri
Tarihi Hoşça Kal Lokantası kitaplarını, Tarihi Hoşça Kal Lokantası sözleri ve alıntılarını, Tarihi Hoşça Kal Lokantası yazarlarını, Tarihi Hoşça Kal Lokantası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dedem ailenin büyüğü ama aile büyüklüğü de bir yere kadar Alişim, bir yaşa kadar büyük oluyorsun, sonra seni takan olmuyor.
En büyük umutsuzluk, neyi aradığını bilmeden aramak.
Gülen yaşlı göremiyorsun, nasıl bir hayatsa insanoğlunun yaşadığı, yaşlanınca öldüklerini sanıyorlar; oysa ölerek yaşlanıyorlar.
Babamın üstüne böyle gidilmez. Alışkın değil. O hata yapmaz. Babalar hata yapmaz ama bizimki hiç yapmaz. Bizimki resmen hatasız kul...
"Kırk yıl kuru temizleme yaptık. Kırk yıl yanıldık. Ülkenin yarısı 10 liraya gömlek ararken, diğer yarısının gömleğini 10 liraya temizledik... Asıl sazan bizdik... "
Sofrada ağlamanın, ağlamaların en zoru olduğunu o gün anladım.
"Ben" dedim, "valla, ben bir daha gelmezdim dünyaya. Bok mu var dünyada?" Güldüler.
Gelmezdim tabii. Ben mi istedim dünyaya gelmeyi. Annemle babamın halt etmesi.
Ve bu memlekette genç kızların ekserisi, sönerek kadın oluyor.
Beden üşüse çaresi vardı işte, eyvah ki ruh üşüyorsa...
Mensup olduğum milletin genetik özellikleri arasında yer alan, "bize bir şey olmaz" cesaretinden midir nedir bağıra bağıra gelen aşkları latif bir reveransla buyur ettim. Sonuçta hayatımın kapılarını açıp, eğilerek ev terliği uzattığım kimsenin alnında "ateşle yaklaşma" yazmıyordu. Yani neresinden bakarsan bak aşk bu. İster istemez bir sıcaklık, bir ateş, bir kıvılcım hissediyorsun, haddini bilemeyip bir kibrit çakıyorsun... Yangın böylece dışarıdan başlıyor. Müteakiben iç patlamaları beraberinde getiriyor. Gece gündüz Silverdin uyguladığım yaralarımın sebebinin düpedüz bu olduğunu biliyorum.
"Bu son" deyip ilk fırsatta aynı naneyi yeniden yiyenlerin bildiği o büyük mahcubiyetle söyleyebilirim ki, her deneme, yalandan da olsa son yağmurun altında ıslanabilmek içindir... Eski filmlerdeki gibi... Ağacın altında sevgilinin kollarında.
Bazen düşünüyorum da, şunlara aşık olacağıma, Pavlov'a köpek olsam daha kolay öğrenirdim, kime yaklaşıp yaklaşmamam gerektiğini.
Geçen yıl terk edildim. Bir nişan yüzüğü hayal ederken, bir ayrılık hediyesi tutuşturdu elime. Kadife kutunun içinde en az iki karatlık, damla kesim, çok berrak, birinci sınıf pırlanta gibi bir kelime. Evladiyelik olsun hırkamın son düğmesi: Hayırlısı...
Hakkı olmayanı alırken daha telaşlı oluyordu insanlar.