''Bir kimsenin tarihçilik statüsünü edinmeye dair olan isteğinin kendisinin bizzat tarihe olan ilgisinden daha ağır bastığı sayısız örnek var ne yazık ki.''
''Bir uzmanın gitgide daha az şey hakkında daha çok şey bilen kişi olduğuna dair on dokuzuncu yüzyıl latifesi artık geçerliliğini kaybetmiştir. Artık daha çok şey hakkında daha az şey bilen entelektüeller ve profesyoneller var.''
''Değişen ve değişmeye devam eden şey ise bu tarihçilerin yayınlarının haliyle kendilerinin koşullarıdır. Kimsesiz erkekler ve kadınlardır onlar, belki de daha önce hiç olmadığı kadar yalnızlardır. ''
Tarihle ilginiz nasıl ? Akademik veya popüler olarak genelde ayrılan bu konuda herkesin bir görüşü vardır. Şu bir gerçek ki çoğu insan kurgusal anlatıya sahip tarih yazıcılığına daha çok ilgi gösteriyor. Tarihin gerçekliği, sorgulanmasından ziyade olayın salt akışı daha cazip geliyor. Akademik denilen bilimsel tarih yazıcılığı akademi camiasınca genelde okunuyor. Halk arasında makale ve tezler sıkıcı gelebiliyor. Peki tarih ne için yazılır ? Bilimsel dediğimiz alana taban oluşturan kaynaklar ne kadar güvenilir ? Kitap bu sorulara cevap niteliğinde.
Günümüzde popüler tarih görsel iletişim araçları ile karşımıza çıkıyor. Dizi ve film furyası insanlarda tarih ilgisini şüphesiz ki artırdı. Aslında ortada bir sorun da aramaya gerek yok. Kurgusal yazılan tarihi okuyup geçersek, inanmazsak doğru yolda ilerlemiş oluruz.
Çeviri olarak da kaliteli olan bu eseri konuya ilgili herkese tavsiye ederim.
Tarihçiler insan doğasının fiziğin “yasaları” yla bağdaşmadığının farkına varmalılar. Örneğin güçlü bir adamdansa zayıf bir adamla güreşmek daha kolayken zayıf bir zihinle güreşmek güçlü bir zihinle güreşmekten daha zordur.