Birinci Dünya Savașı'nı sadece kaybedenler değil, aslnda sözde kazananlar da kaybettiler. Dünya değişti ve bu değişen dünya birtakım acıların içinden geçmek zorunda kaldı.
Hz. İsa çarmıha gerildi mi?
ÖMER FARUK HARMAN: Bizim inancımıza göre Hz. İsa çarmıha gerilmedi. Kuran'ı Kerimin açık ve net ayeti var. Yahudilerin "Onu öldürdük" iddialarına karşılık, Kuran-ı Kerim "Halbuki onu ne öldürdüler, ne de çarmiha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler" diyor. Bu ayetin açıklamasına dair genel kanaat Hz. İsa'nın çarmıha gerilmekten kurtulduğu yönündedir. Hz. İsa'nın bulunduğu yeri Yahudi makamlarına gösteren havarilerden biri olan Yahuda İskaryot, Hz. İsa'nın suretine büründürüldü. Yahudilerin öncülüğündeki Romalı askerler, Hz. İsa diye Yahuda İskaryot'u yakaladilar.
Yahuda, Pontius Pilatus'a götürülürken "Ben İsa değilim" diye bağırıyor; ama İsa'nın yüzüne sahip olduğu için çarmıha geriliyor. Bizim anlayışımiza göre Hz. İsa semaya alındı.
Tarih çim sahası değil ki istediğin yerleri tespit edip, kazık çakıp çitle çeviresin. “Ben bu kadarını seviyorum, gerisini yakalım” veyahut “Bana ne!” diyemezsiniz. Bu mümkün değil.
15. ve 16. yüzyılda Harem'de hiç de kalabalık bir nüfus yoktu. Ne zaman ki şehzadelerin sanacaklara gönderilmesiden vazgeçildi, kafes ve şimşirlikteki cariye sayısı da arttı.
Bir Osmanlı hükümeti vardı fakat bu hükümetin başkentteki asayiş gücü Unkapanı Köprüsü’yle Bebek Karakolu arasındaydı; o da galiba padişahın sarayına ve saltanat makamına olan
centilmen bir nezaketten dolayıydı. İstanbul’da müttefiklerin
kontrolünü bile İngiltere üstlenmişti. İtalya Anadolu
yakasında hiçbir faaliyette bulunmuyordu. Suriçi İstanbul’u
ise Fransa’nın denetimine bırakılmıştı. Burada Anadolu’ya
silah kaçıranlar başta olmak üzere, bütün millî teşekküllerin
Fransa tarafından çok şedit bir şekilde kontrol edilip
önlenmediği bilinmektedir.
Abdülmecid’den kalma bir hastalık
olan verem yüzünden 5 sene kadar yaşıyor ve vefat ediyor.
İçki iptilası pek olmayan ama anormal derecede sigara içen
bir zat... O çürük ciğer ve bakımsızlığın üstüne, bir de sigara
iptilasıyla çok uzun yaşayamıyor. Sevince de yasa da
dayanacak hali yok. Nitekim son torunu Necla Sultan
kendisine tebşir edildiği gün vefat ediyor. Öldükten sonra
alacaklılar hücum ediyor. 1926’da sürgüne gönderilen kızı
Sabiha Sultan küpelerini yollayarak cenazeyi hacizden
kurtarıyor. Bu sefer de nereye gömüleceği konusu sorun
oluyor. Türkiye’ye gömülmesi söz konusu değil. Damadı
Ömer Faruk Efendi, cenazeyi kurşun tabut içinde alarak
Beyrut’a getiriyor. Burada bir devlet reisi olarak ihtiramla
karşılanıyor. Hemen arkasından Şam’da, Suriye Cumhurreisi
Ömer Nami Efendi’nin babası Ahmet Nami Bey de –Sultan
Abdülhamid’in kızı Ayşe Sultan’ın kocası- gereken ihtiramı
gösteriyor ve Şam’da, Mimar Sinan’ın eseri olan
Süleymaniye Camii’nde hazireye gömülüyor. Halen kabri
oradadır.