Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin İlkeleri ve Tarih Felsefesi Üstüne Başka Yazılar

R. G. Collingwood

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Tarih diğer her türlü bilimle şu noktada müşterektir: tarih­çinin dayandığı temelleri önce kendisine, sonra kendisini hem takip edebilecek, hem takip etmek isteyen başka birine sergile­yerek doğrulayamadığı sürece herhangi bir bilgi kırıntısı ileri sürmesine izin verilmez. Tarihi çıkarımsal diye tarif ederken kastedilmiş olan her şeyden önce budur.
Okulda tarihi kötü bir şekilde öğrenmiş ve o zamandan beri hiç tarih çalışmamış birisi, tarihte olaylar, tarihler ve yerlerden başka bir şeyin bulunmadığını düşünebi­lir: dolayısıyla her nerede olaylar, tarihler ve mekânlarla bulu­şabilirse, kendisini tarihin huzurunda düşünecektir. Fakat tari­hi akıllıca çalışmış birisi onun asla safi olaylarla değil, özneleri­nin düşüncelerini dışa vuran eylemlerle ilgili olduğunu; tarih ve mekânların oluşturduğu çerçevenin tarihçi için sadece, her bir eylemi kendi konteksi içerisine yerleştirmeye yardım ede­rek, bu konteks içerisinde eylemde bulunan bir öznenin düşün­celerinin ne gibi bir şey olabileceğini kestirmesine katkıda bulunmasından ötürü değerli olduğunu bilir.
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
"Büyük adamlar" der Perikles, "bütün dünyayı mezarlarının başına toplarlar." Yapıp ettikleri işleri anlatan mezar kitabe­lerine gereksinim duyan sadece küçük adamlardır; büyük adamlar arkalarında ayak izleri bırakırlar, okuyabilen herkes bu izlerden onların yaptığı işler hakkında bilgi sahibi olabilir: şehirde iyi yasalar, taşrada barış ve bolluk.
Sayfa 133Kitabı okudu
Tarihçinin salt olay olarak olaylara dönük biricik ilgisi onları dile getirdikleri düşüncelerin kanıtı olarak okumaktır; sadece bir düşüncenin ne olduğunu bilen, fakat onun doğru ya da yanlış olduğunu bilmeyen bir kimse, bir tarihçinin onunla üstüne aldığı işi yerine getirmiş olmaz.
Sayfa 134Kitabı okudu
Sokrates genç talebe­lerini sorular sorarak eğitirken, onlara kendilerine soruları nasıl soracaklarını öğretiyor ve en karanlık konuların bile, bilim kar­şıtı modern bilgi teorisi uzmanlarımızın kafalarımızı iyice bo­şalttığımız zaman "olguları kavrayacağız" umuduyla vazettik­leri düstura uygun olarak, bir insanın karşısında hayretten do­nakalmak yerine, kendisine zekice zorular sorarak nasıl şaşırtı­cı bir şekilde aydınlatılabileceğini örneklerle gösteriyordu.
Sayfa 111Kitabı okudu
Hegel açıkça canlı bir tarihsel gerçeklik ve tarihsel yöntem anlayışına sahip oldukça yetenekli bir tarihçi, pek yetenekli olmayan bir doğa bilimcidir; eğer bunlardan biri veya diğerinde esaslı bir şekilde yanılmışsa, bu daha büyük olasılıkla Doğa ol­malıdır? Ayrıca Leibniz'in söylediği gibi, filozoflar genellikle iddia ederken haklılar ve inkar ederken yanılıyorlardır. Peki öyleyse: doğanın bir tarihi var mı?
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
Nasıl ki bilim adamı kendi tecrübe alanına giren gözlem ve de­neylerden yola çıkıyorsa, tarihçi de kendi alanına giren kayıt ve kanıtlardan hareket eder; ve tarihsel düşüncenin şimdiki dene­yimle bağı kişisel deneyim alanına girmeyen hiçbir şeyin tarih­çi için bir "kaynak" olamamasında yatar. Eğer o kendisinin gör­mediği bir belgeye ait başkasının tasvirine güvenirse, kaynağı bu belge değil, fakat ona ait tasvirdir.
Sayfa 222Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.