Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tarihin Savunusu

Richard J. Evans

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
E. P. Thomson'dan
Tarihçi her zaman dinlemelidir... Eğer dinlerse o malzeme onun aracılığıyla kendiliğinden konuşacaktır.
Sayfa 122 - İmge Kitapevi
Etkilenim
Tarihçiler çalışmalarını yürütürken bilinçli ya da bilinçsiz olarak bugünkü ahlaki ya da siyasal amaçlardan kesinlikle etkilenirler.
Sayfa 225 - İmge Kitapevi
Reklam
Deneyim
Gerçeğin tek hakemi deneyimdir. Evrensel bir gerçek yoktur, yalnızca belirli insan gruplarına özgü gerçekler vardır.
Sayfa 215 - İmge Kitapevi
Kimin Tarihi?
Fransız tarihi Fransızlara bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Alama tarihi ise Almanlara bırakılmayacak kadar başka tarihleri etkilemiştir. Aynı şekilde bu ilke üzerinde ısrar etmenin Bosna tarihini en iyi yalnızca Bosnalıların ya da Sırbistan tarihini Sırpların yazacağını söylemenin, iyi, doğru ve yansız tarih yazılmasının garantisi olduğunu kimse sanmamalıdır. Tarih, açıkça öteki ile ilgili olduğu kadar, görünüşte tanıdık olanın da tarihidir.
Sayfa 217 - İmge Kitapevi
Tarih
Tarih öyle yüce görevlere talip olamaz: O yalnızca gerçekte ne olduysa onu göstermek ister
Sayfa 24 - İmge Kitapevi
Ekonometrik tarihçi Robert Fogel, ‘bilimsel’ ve ‘geleneksel’ tarih arasında kesin bir ayrım yapıyordu. Bilimsel tarih, her şeyden önce, bilgisayar sayesinde mümkün oluyor, geleneksel tarihin yaptığı gibi insan davranışı hakkında tutarsız, eksik, muğlak ve zımni varsayımlara dayanmıyor; fakat ayrıntıları açıkça belirlenmiş, kimi zaman, sayısal yollarla titiz bir şekilde sınanabilecek matematiksel modellere dayanıyordu. Kişilere değil gruplara uygulanıyor; özel açıklamalar değil, istatistiksel olarak sınanabilecek genel hipotezler geliştirmeyi amaçlıyordu.
Sayfa 46
Reklam
Fransa’da da savaş sonrası yıllarda, geçmişi araştırmada ‘bilimsel’ ve ‘nesnel’ yaklaşımlar prestij ve etki kazandı. Bu yaklaşımlar, çalışmalarına aslında savaştan önce başlamış ancak kayda değer etkiyi savaştan sonra kazanmış Annales dergisi etrafında kümelenen bir grup tarihçi tarafından temsil ediliyordu. Ekonominin, sosyolojinin ve özellikle coğrafya ile istatistiğin yöntemlerini geçmişin araştırılmasına uygulayan Annales tarihçileri böylelikle tarihin hiçbir zaman olmadığı kadar nesnel ve bilimsel olacağına inanıyorlardı. Geleneksel yöntemler ve araştırma konuları artık yeterli değildi. Tarih, toplumsal bilimlerin merkezdeki, sentezci disiplini olacaktı. Sayısal olarak betimlemek zorundaydı. Okulun önde gelen temsilcilerinden birisi olan Emmanuel Le Roy Ladurie, ‘sayısal olarak ifade edilemeyen tarih’ diyordu 1979’da, ‘bilimsel olma iddiasında bulunamaz.’ Ve ekliyordu:’Yarının tarihçileri, varlıklarını sürdürebilmek için bir bilgisayarı programlamak zorunda kalacaklardır.’
Sayfa 46
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.