Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1890-94

Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar

Friedrich Engels

Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar Gönderileri

Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar kitaplarını, Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar yazarlarını, Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İdeoloji, düşünür denen kişinin gerçekten bilinçli olarak bütünlediği bir süreçtir; ama bu, yanlış bilinçli­liktir. Düşünürü iten devindirici güçler ona bilinmez olarak kalır; yoksa bu ideolojik bir süreç olmazdı. Dü­şünür, o yüzden düzmece ve yanılsatan itici güçler im­geler. Çünkü bu, biçimini de içeriğini de salt usavurma­dan, ya kendisinin ya da öncellerinin usavurmasından türettiği ussal bir süreçtir. Düşünür yalnız düşünce gere­ciyle çalışır, o gereci de usavurmayla üretilmiş bir şey olarak alır ve ayrıca, ustan bağımsız, ve daha uzak bir kaynak araştırmaz, gerçekten onun doğal olarak yapma­sı gereken de budur; çünkü, bütün eylemine düşünce aracılık ettiği için, bütün eylem ona sonunda düşünce­ye dayandırılmış görünür.
Sayfa 29 - 1893Kitabı okudu
Bu beyefendilerde eksik olan diyalektiktir. Onlar, her zaman, burada yalnızca neden, orada yalnızca sonuç görüyorlar. Hiç kavramıyorlar ki bu boş bir soyutlama­dır, böyle metafizik kutupsal karşıtlıklar gerçek dünya­da ancak bunalımlar sırasında var olur, ve bütün o engin süreç, karşılıklı etkilerle -ne var ki ekonomik devini­min büyük farkla en güçlü, birincil ve en belirleyici ol­duğu eşitsiz güçlerin etkileşimi biçiminde- ilerler ve bu nedenle her şey ilişkindir (relative) ve hiçbir şey mutlak (absolute) değildir. Onlara kalırsa Hegel hiç ya­şamadı...
Sayfa 27 - 1890Kitabı okudu
Reklam
[...] zaten var olan ve birbiriyle kavgalı sınıflar arasındaki savaşım, hükümet ve muhalefet arasındaki savaşımda, ama gene tersine çevrilmiş, artık dolaysız değil de dolaylı olarak, bir sınıf savaşımı gibi değil de politik ilkeler uğruna bir savaşım gibi yansıtılır ve öyle­sine çarpıtılmıştır ki kökenini kavramak binlerce yılımı­zı almıştır.
Sayfa 23 - 1890Kitabı okudu
Ekonomik, politik ve öbür yansımalar tıpkı insan gözündeki yansımalar gibidir: Tümsek bir mercekten geçerler, dolayısıyla da ters, baş aşağı görünürler. Ama görüntüleyişimizde on­ları yeniden ayakları üstüne bastıran sinir aygıtı, orada yoktur.
Sayfa 19 - 1890Kitabı okudu
[...] tarih öyle bir yolda ilerler ki, son sonuç, her zaman, bireysel birçok istenç arasındaki çatışmalardan doğar; o istençlerin her biri de, birsürü özel yaşam koşulunun ürünüdür. Böylece, bir bileşkeyi -tarihsel olayı- belirleyen, birbiriyle kesi­şen sayısız güçler, o güçlerin oluşturduğu sonsuz bir pa­ralel kenarlar serisi vardır. Bu da tümüyle bilinçsizce ve istençsiz işleyen bir gücün ürünü sayılabilir. Çünkü her bireyin istediği şey başka herkesçe engellenir ve ortaya çıkan hiç kimsenin istemediği bir şeydir. Tarih şimdiye değin işte böyle doğal bir süreç tarzında ilerlemiştir ve kökünde aynı devinim yasalarına uyar. Ama birey is­tençleri, her biri kendi fiziksel yapısı ve dış, son uğrak­ta ekonomik, koşullarca (ya kendi kişisel koşullarınca ya da genel olarak toplumunkilerce) istemeye itildikleri şeye erişemeyip genel bir ortalamada, ortak bir bileşke­de kaynaşırlar; ancak, bundan birey istençlerinin sıfıra eşit oldukları sonucu çıkarılmamak gerekir. Tersine, bi­leşkeye her biri katkıda bulunur ve bileşkede o oranda içerilir.
Sayfa 17 - 1890Kitabı okudu
Materyalist tarih anlayışına göre, tarihte en so­nunda belirleyici etken, gerçek yaşamın üretimi ve ye­niden üretimidir. Marx da ben de bundan daha çoğunu asla ileri sürmedik. Bundan ötürü, herhangi bir kimse bunu ekonomik etken biricik belirleyici etkendir diye­rek bozarsa, bu önermeyi anlamsız, soyut, saçma bir sö­ze dönüştürüyor demektir. Ekonomik durum temeldir, ama üstyapının çeşitli öğeleri -sınıf savaşımının poli­tik biçimleri ve sonuçları, örneğin başarılı bir çarpışma­dan sonra yenen sınıfın koyduğu anayasalar vb., hukuk­sal biçimler, özellikle de bu gerçek savaşımların onlara katılanların beyinlerindeki yansımaları, politik, hukuk­sal, felsefi teoriler, dinsel görüşler ve daha sonra bunların dogma sistemlerine gelişmeleri de tarihsel sava­şımların gidişinde etkilerini gösterirler ve birçok du­rumda özellikle onların biçimini belirlerler. Bütün bu öğeler arasında bir etkileşim vardır; bu etkileşimde bü­tün sonsuz ilinekler (accident) (yani, iç bağlaşımı bizim kendisini yokmuş gibi savsayabileceğimiz kadar uzak veya kanıtlanması o kadar olanaksız şeyler ve olaylar) çokluğu ortasında, ekonomik devinim sonunda kendisi­ni kesinlikle olurlamak zorundadır. Yoksa teorinin her­hangi bir tarih dönemine uygulanması, birinci derece­den basit bir denklemin çözümünden daha kolay olurdu.
Sayfa 15 - 1890Kitabı okudu
Reklam
48 syf.
·
Puan vermedi
Engels kendisine gelen mektuplara üstünkörü cevaplar hazırlıyor ancak ufak anekdotlar sayesinde mektuplara derinlik kazandırmayı başarıyor. Karşı tarafın mektuplarını bilmiyoruz, pek değinmiyor. Rastgele dedik okuduk. Geriye kalan en somut bilgi şu oldu: Marks hiçbir zaman ekonomiyi yegane etken olarak görmemiş.
Tarihsel Materyalizm Üzerine Mektuplar
Tarihsel Materyalizm Üzerine MektuplarFriedrich Engels · Bilim ve Sosyalizm Yayınları · 199370 okunma
doğal seçilim budur işte
Materyalist tarih kavramını Marx keşfetmişse de, Thierry, Mignet, Guizot ve 1850'ye kadarki bütün İngiliz tarihçiler, o kavrama ulaşılmak için çalışıldığını apaçık gösteren kanıtlardır ve aynı kavramı Morgan'ın keşfetmesi de tanıtlar ki bunun zamanı gelmişti ve o kavram yalnızca keşfedilmek gerekiyordu.
Sayfa 38 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
ekonomik neden "en son" ağırlığını koyan nedendir
Politik, hukuksal, felsefi, dinsel, yazınsal, sanatsal vb. gelişme ekonomik gelişmeye dayanır. Ama bütün bunlar birbirleri üzerinde olduğu gibi ekonomik temel üzerinde de etkide bulunurlar. Bundan, ekonomik durum nedendir ve yalnızca o etkendir, oysa başka her şey ancak edilgin sonuçtur, sonucu çıkarılmamalıdır.
Sayfa 36 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
Bir insan Marx gibi bir adamla kırk yıl birlikte çalışma talihine erişince, o insan hakkettiği düşünülen saygınlığı çoğu zaman yaşamı boyunca görmez. Sonra, büyük adam ölünce, daha az büyüğün değeri kolayca abartılır ve işte, bana öyle geliyor ki, şimdiki durumum bu; tarih sonunda her şeyi düzeltecek ve o zaman o insan her nasılsa ölmüş olacağı için hiçbir şeyden bir haberi olmayacak.
Sayfa 29 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
Reklam
Bir de fetih ve ekonomik kaynakların acımasızca yok edilmesi durumu vardır ki, bunun sonucu olarak, belirli koşullarda, eskiden belirli bir yerde veya bir ülkede bütün ekonomik gelişme yok edilebilirdi. Şimdilerde böyle bir durum, hiç değilse büyük halk topluluklarında, genellikle karşıt sonucu veriyor: Yenilen, zamanla, ekonomik, politik ve moral bakımdan, yenenden daha kazançlı çıkıyor.
Sayfa 23 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
kırk yıl düşünsem borsa aklıma gelmezdi
Para tacirleri demiryollarının, maden ocaklarının, demir ürünlerinin vb. sahipleri olurlar. Bu üretim araçları ikili bir görünüş edinir: İşletilmeleri bazan doğrudan üretim çıkarlarına, bazan da, para taciri oldukları oranda, pay senedi sahiplerinin gereksinimlerine göre yönetilir. İşletilmesi bir Jay Gould'un veya bir Vanderbilt'in vb. günlük borsa işlemlerine tümüyle bağımlı olan Kuzey Amerika demiryolları bunun en çarpıcı örneğidir: Bu kişilerin bu belirli demiryoluyla ve onun, iletişim aracı olarak, çıkarlarıyla hiçbir ilgileri yoktur. Burada, İngiltere'de bile ayrı demiryolu kumpanyaları arasında kendi alanlarının sınırları konusunda onyıllarca süren çatışmalar gördük: Üretim ve iletişim çıkarları uğruna değil, yalnızca biricik amacı çoğu zaman pay sahibi para tacirlerinin borsa işlemlerini kolaylaştrmak olan bir yarış yüzünden büyük paraların savrulduğu çatışmalar.
Sayfa 21 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
Amerika'nın keşfi, Portekizlileri daha önce Afrika'ya sürmüş olan altın açlığından ötürüydü.
Sayfa 20 - bilim ve sosyalizm yayınları, ikinci baskı, ocak 2000, yenişehir/ankara
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.