Dolunay tam karşımdaydı. Onu yıllardır bu kadar büyük ve denize bu kadar yakın görmemiştim . Onu tepeden kucaklarken içime esrarengiz bir güç dolduğunu hissettim.
Sana kendimi çok çaresiz hissettiğimi söylediğim sabah bana ne dediğini hatırlıyor musun? Buz gibi bir gülümsemeyle şöyle demiştin:
"Benden kırık bir kalp ama dolu bir cüzdanla ayrılıyorsun, Süleyman. Birinin ötekini telafi edeceğinden hiç kuşkum yok."
O sözlerini asla unutamadım. Nasıl bu kadar zalim olabildin, Sara? Ve bu kadar haklı.
Sevgili Sara,
Kendimizi aldatma kapasitemiz sınırsızdır ve ben bunun sonucunda bütün ömrümü acı çekerek geçirdim. Bu bir açıklama mektubudur, Sara. Sana gerçekleri yazacağım. Ölmek üzere olan bir insanın başka türlüsünü yapması boşunadır.
Halil riskten kaçınan bir insandı ama iyi bir insan sarrafıydı. Bir keresinde bana kendisini hep hayal kırıklığına uğrattıkları için sezgilerine asla güvenmediğini söylemişti.
Garip bir duygu içindeydim. Denizde bir fırtına çıkmak üzereydi ve ben rahatça oturmuş, hakkında hiçbir şey bilmediğim başka bir fırtınayı okuyordum.