Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tefsir Usulü

İsmail Cerrahoğlu

Tefsir Usulü Gönderileri

Tefsir Usulü kitaplarını, Tefsir Usulü sözleri ve alıntılarını, Tefsir Usulü yazarlarını, Tefsir Usulü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebû Musal-Eş'arî şöyle dedi: Rasullullah (S.A.V) buyurdu ki: "Kur'an okuyan mü'minin meseli, kokusu güzel, tadı güzel portakal meyvesi gibidir. Kur'ân okumayan mü'minin meseli de, kokusu olmayan fakat tatlı olan hurma gibidir. Kur'an okuyan münafıkın meseli ise, kokusu güzel, fakat tadı acı olan reyhane (otu) gibidir. Kur'an okumayan münafıkın meseli de, güzel kokusu olmayan ve tadı da acı olan Ebû Cehl karpuzu gibidir".
Kur'ânı Kerim Allahın Kelâmı olması hasebiyle, mahlûk değildir. Bu görüşü ehli Sünnet âlimleri ittifaken kabul etmişlerdir. Zâten İslâmın ilk asrında, Kur'ân mahlukmudur? yoksa gayrı mahlukmudur? şeklinde bir mesele mevcûd değildi. Kur'ânın, Allahın Kelâmı olduğunu gösteren sarih âyetler varken, onun mahlukmû, yoksa gayrı mahlukmu olduğu meselesi ilk devirlerde bahis konusu olamazdı. Ayet ve hadislerde de bu konuya temas edilmemekte idi.
Reklam
Müslümanların miras olarak aldıkları yüksek değerleri, bir hiç mesahesine indirmek, Batılılar için zevkli bir çalışma tarzı olmuştur.
Çünkü insan aklı, yaratanın sıfatlarından hakikatini ve diğer husuların durumunu ihata edemez. O hâlde kendisini hissetmediğimiz, bizde cinsi ve benzeri olmayan şeylere nüfuz etmeye nasıl yol bulunabilir?
Kur'an-ı Kerim'de muhkemlerle beraber muteşabihin bulunması, insanoğlu için bir denemedir. Acaba insanlık dosdoğru olan peygamberin haberine itimat ederek gayba inanacak mı? Kur'an bunu güzel bir şekilde ifade eder: Hidayete erenler, bunlara inandık derler, kalplerinde eğrilik bulunanlar, o Rablerinden bir hak olduğu hâlde onu inkâr ederler ve fitne aramak için onun muteşabih olanına tabi olurlar.
... Bunun üzerine Zeyd şöyle devam eder: "Bana bir dağı taşımayı teklif etselerdi, Kur'an'ı cemetmekten daha ağır olmazdı."
Reklam
Kendi memleketlerinde gereken İslami kültürü almayan, İslam'ı Batılıların eserlerinden öğrenmeye kalkışan bazı Müslümanlar, ne yazık ki Batılıların gayelerini tahakkuk ettirmeye hizmet etmektedirler.
... Sözün kısası, vahiy keyfiyeti, Allah ile peygamber arasında kalmış bir sır olduğundan insanoğlunun onu tam olarak anlaması mümkün değildir.
İşte herkesi dehşet ve hayrette bırakan bir üslup ve eşsizliğe sahip olan mukaddes kitabımız, devleti, hükümeti ve sultası olmayan, hatta okuma ve yazması dahi bulunmayan bir ümmiye gönderilmişti. Bu kitap, sanemlere, ağaçlara, kum yığınlarına, taşlara ve elleriyle yaptıkları şekilli yiyeceklere tapan, kızdıkları zaman onları yemeye kadar varan, hurafeler içinde bocalayan ve en çirkin hareketleri irtikap eden Araplar arasında tevhid akidesini yayarak putperestliği ve hurafeyi kökünden yıkmış, ahlaki yönden de ilk Müslümanları, insanlık için bir numune-i imtisal olarak ortaya koymuştu. Kur'an-ı Kerim'in irşadı sayesinde Müslümanlar, ilmin en samimi dostu olmuşlar, her gittikleri yerde onu aramışlar, öğrenmişler ve öğretmişlerdi. Kısa zamanda başarılmış böyle bir inkılabın eşi tarihte gösterilemez.
Yıldız ki onun suretini gözler küçük görür Küçük olmaktaki günah yıldızın değil, gözündür.
Reklam
Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin. ﴾69﴿ Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git! diye vahyetti " Buradaki vahiy kelimesi ilham manasındadır. Buna İslam'da fıtri ilham denir. Avrupalılarda içgüdü diyorlar.
İlim ve tekniğin başarılarına rağmen, insanoğlunun Ruhi hallere ait bilgisi çok kısırdır. Psikoloji ilim olabilme yoluna ancak daha yeni yönelmiştir. Bu bakımdan en yüksek Ruhi hallerden biri olan vahyin hakikatini kavramaya imkan yoktur.
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.