Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı

Slavoj Zizek

Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı Gönderileri

Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı kitaplarını, Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı sözleri ve alıntılarını, Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı yazarlarını, Tehlikeli Rüyalar Görme Yılı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek hayatta yakışıklı prensler dere kurbağasına dönüşüyor.
Dere kenarında yürüyen kız, karşısına çıkan kurbağayı eline alıp öper ve kurbağa mucizevi bir şekilde yakışıklı bir genç adama dönüşür.
Yakın arkadaşı Otto Bauer’a Freud’un söylediği gibi “İnsanları mutlu etmeye çalışma, onlar mutluluğu arzu etmiyorlar.”
Reklam
Negatif dış ticaret bilançosu ABD’nin üretici olmayan bir yırtıcı olduğunu gösteriyor. Kendi tüketimini karşılayabilmesi için diğer uluslardan günlük bir milyar dolar para akışına ihtiyaç duyuyor ve böyle olduğu için dünya ekonomisini evrensel Keynesci bir tüketim toplumu çerçevesine hapsediyor. Aslında antik çağda Roma’ya ödenen aşara benzeyen bu para akışı karmaşık bir iktisadi mekanizmaya dayanmakta. ABD’ye sabit bir merkez olarak güven duyuluyor; o kadar ki petrol üreten Arap ülkelerinden Batı Avrupa ve Japonya’ya ve hatta şimdi Çin’e dek tüm diğer ülkeler kâr fazlalarını ABD’ye yatırıyorlar. Bu güven, esasen ekonomik değil ideolojik ve askeri olduğundan ABD için sorun kendi imparatorluk rolünü haklı göstermek – bunun için daimi bir savaşa, yani “teröre karşı savaş”a ihtiyacı var ki kendini diğer tüm “normal” (“haydut” olmayan) devletlerin koruyucusu olarak takdim edebilsin.
(WalMart dediği bir nevi ABD'nin A101'i :p )
Yeni bir şey icat ederek tamamen yeni bir sektör yaratan ilk büyük şirketlerin (örneğin, Windows yazılımıyla Microsoft) ya da belli bir markayı var etmeye odaklanan diğer şirketlerin (örneğin Coca-Cola) aksine WalMart daha önce kimsenin akıl edemediği bir şey yaptı. Ekonomik baskı altında olan Amerikan işçi sınıfını ve alt-orta sınıfı cezbetme amacıyla yeni bir Ucuzluk İdeolojisini bir marka haline gelecek şekilde paketledi. Sendikaları kesinkes yasaklamasıyla bağlantılı olarak fiyatları düşük tutmaya ve uzun süredir zor hayatlar yaşayan işçi sınıfından müşterilerinin alışveriş sepetlerindeki ürünlerin sömürüsüne ortak olmuş olmaktan aldıkları tatmin duygusunun artmasına öncülük etti.
Kısacası, özgürce düşünmem bana herhangi bir şeyi yapma hakkı vermez, “Aklın kamusal kullanımı” mevcut yapıdaki zayıflıkları ve adaletsizlikleri görmeye sevk ettiğinde en fazla yapabileceğim şey, muktedirlerden reform talebinde bulunmaktır. Modern bir yoldan halledildiğinde, bir kölenin aklının özgürleştirilmesi, kölenin özgürlüğünü engellemenin en iyi yoludur. Ona özgür olmayı isteyip istemediği konusunda kaygılanmayı öğret, özgürlüğüne kavuşmayacaktır.
Reklam
"Motive etme amaçlı olarak parayı en iyi şekilde kullanmanın yolu, insanlara yeterince ödeme yapıp para meselesini masadan kaldırmaktır. Yeterince ödeme yap ki artık parayı değil işlerini düşünsünler...'
Sayfa 161Kitabı okudu
"Bir derste eğitmen subayın paraşütlü bir askere havadayken ateş etmenin uluslararası düzenlemelerce yasak olduğunu heyecanla anlattığını hatırlarım; bir sonraki derste konu tüfeğin kullanılmasıydı ve aynı subay havadaki paraşütçüye nasıl nişan alınacağını (onun iniş hızının hesaba katılarak biraz daha aşağının hedeflenmesini, vs.) anlatmıştı.
Sayfa 148Kitabı okudu
"Bir ülke nüfusunun büyük kısmı eskisinden kötü koşullarda yaşamalarına rağmen uluslararası finans uzmanları o ülkeye “finansal olarak sağlıklı” raporu verirler. Önemli olan gerçeklik değil, sermayenin durumudur."
Sayfa 141Kitabı okudu
Batılı liberallerin iki yüzlülüğü müthiş: Güya kayıtsız şartsız demokrasiyi desteklerler ama şimdi halk din adına değil özgürlük ve adalet adına tiranlara isyan ettiğinde hepsi “derinden endişeli”. Niçin endişelisiniz? Özgürlüğe bir şans tanındığı için niçin sevinmiyorsunuz? Mao Ze Dong’un eski bir sözü bugün her zamankinden fazla geçerli: “Gökkubbenin altında kaos var – durum mükemmel.”
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Doha’daki İslam Sanatları Müzesinde PO 24.1999 olarak numaralanan parça İran ya da Orta Asya’dan (Nişapur ya da Semerkant) yuvarlak basit bir 10. yüzyıl tabağı, 43 cm çapında, beyaz satıh üzerine siyah yazıyla Yahya ibn Ziyad’a atfedilen bir deyişle süslenmiş: “Aptal, önüne gelen fırsatı kaçıran sonra da kaderi sorumlu tutan kişiye denir.” Böyle tabaklar bilgili insanların yemek sırasında ve yemekten sonra sohbet etmelerini teşvik eder.
Kafasında "Acaba ne kadar hoşgörü gösterebiliriz?” şeklinde düşüncesi olanların kendileri; Çocuklarını okula göndermedikleri takdirde hoşgörüyü hak ederler mi? Kadınlarını belirli bir şekilde giyinmeye ve davranmaya zorladıkları takdirde hoşgörüyü hak ederler mi? Çocuklarının evliliklerine kendileri karar verdikleri ve eşcinsellere gaddarca davrandıkları takdirde hoşgörüyü hak ederler mi? Biz neden onlara hoşgörü gösterelim?
Deniz kenarlarında boş boş dolaşan Suriyelilerin neresi sermaye acaba?
Yetkinliği olan bir insanı asimile edersiniz bu iyi bir şeydir. Asimile edilemeyen “gerçek yabancı” beden ise, nihayetinde, kendi kendine inanılmaz bir ivme kazandıran "sermaye" adlı makinedir.
Zenginler her türlü yolunu buluyor kısacası.
"Zenginlerden daha fazla vergi almak bir tabu tabii: Buna yeltendiğimizde zenginlerin yatırım hevesi kaybolacak, dolayısıyla yeni işlerin sayısı azalacak ve bunun sonuçlarına biz katlanacağız."
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.