Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlâk Eğitimi

Tehzîbü'l-Ahlâk

Yahya ibn Adî

Tehzîbü'l-Ahlâk Gönderileri

Tehzîbü'l-Ahlâk kitaplarını, Tehzîbü'l-Ahlâk sözleri ve alıntılarını, Tehzîbü'l-Ahlâk yazarlarını, Tehzîbü'l-Ahlâk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğru düşünceli ve yüce gayeli bir kimse, malının değerini doğru takdir etmeli; böylece bir yandan onu meşru yollardan kazanırken diğer yandan doğru yerlere harcayabilmelidir. Bununla birlikte onu kazanma hususunda ihmalkâr davranmamalı ve malı talep etmede gevşeklik göstermemelidir. Çünkü ihtiyaç anlarında malın olmaması, kendisinden daha düşük kimselere boyun eğdirerek ona zarar verir; malın varlığı da, her ne kadar kendi mevkisi daha düşük bile olsa onu daha üst mevkideki kimselere muhtaç olmaktan kurtarır.
Bütün işlerde itidalden (dengeden) ayrılıp işi aşırı veya eksik yapmak, malları uygun olmayan yollardan elde etmek, hak edilmeyen şeylere talip olmak, her şeyi yersiz, zamansız, ölçüsüz ve usulsüz yapmaktır.
Sayfa 46 - zulüm (cevr)Kitabı okudu
Reklam
Küçükler, anında karşılık verebilecek durumda olsalar bile onların büyüklere karşı yumuşak huylu olması fazilet olarak görülmez. Zira onlar bundan uzak duruyorlarsa bu durum, yumuşak huyluluk değil korku sayılır.
Sayfa 28 - yumuşak huyluluk (hilm)Kitabı okudu
Övgüye değer huylara gelince; onlar her ne kadar bazı insanlarda doğuştan bulunuyorsa da birçoğunda durum böyle değildir. Ancak onlar da eğitim ve alışkanlık edindirme vasıtasıyla öncekiler gibi olabilirler ve güzel huylara aşinalık kazanıp onları benimseyerek güzel ahlâk mertebesine yükselebilirler. Bununla birlikte bazen insanlar arasında, tabiatı, iyi alışkanlıkları ve güzel huyları kabul etmeyenler vardır. Bu durum, onun özünün çirkinliğinden ve tabiatının kirliliğinden kaynaklanır. Bu bir taifedeki insanlar, kendileri için kurtuluş ümidi olmayan kötü kişilerdir. İnsanların büyük bir kısmı da -her ne kadar tabiatları bir kısmından kaçınsa da- güzel huylardan birçoğunu elde eder. İşte onlar kötü olarak addedilmezler; ancak iyilikteki dereceleri kendilerinde olan güzellikler ölçüsündedir.
Zühd mal, gösteriş ve kazanca karşı fazla ilgili olmamaktır. Aynı zamanda dünyayı, onun güzelliklerini ve lezzetlerini hafife almaktır. Bu huy, âlimler, dinî liderler, hatipler, vaizler, âhiret hayatını ve ölümden sonraki kalıcılığı arzulayanlar için bir fazilettir. Ancak hükümdar ve asiller için bu huy bir fazilet sayılmaz. Hükümdar olan kimse zâhid olursa eksik kalır. Çünkü onun yönetimi ancak mal biriktirme, gösteriş ve hazinelerle ayakta kalır.
Gazabî nefse gelince bunda da aynı şekilde insan ve diğer canlılar ortaktırlar. Bu nefsle öfke, cüretkârlık ve galip olma isteği meydana gelir. Bu nefs, şehvânî nefsten daha kuvvetlidir ve etkisi altına alıp yönetmeye başladığında sahibine şehvânî nefsten daha çok zarar verir. Zira insan gazabî nefs tarafından yönetilince çok öfkelenir ve bozgunculuğu ortaya çıkar; kini şiddetlenir, yumuşak huyluluğu ve ağır başlılığı yok olur. Aynı şekilde böyle kişilerin cüretkârlığı güçlenir, öfkelendiği zaman, öfke duyduğu kişilere saldırma ve onlardan intikam alma hisleri çabuk ortaya çıkar. Ayrıca düşmanını cezalandırmada haddi aşar, ona saldırmada ve ondan intikam almada aceleci davranarak ona karşı çirkin şeyler yapmaya başlar; sürekli söver ve çirkin sözler söyler. Bu alışkanlıklar insanda sürekli olursa, kişi insanlardan çok yırtıcı hayvanlara benzemeye başlar.
Reklam
Böylece ahlâk eğitimine dair sözümüzü bitiriyoruz. Övgü her daim Aklı Bahşedenedir. Amin.
Sayfa 100 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 1. Baskı, 2013, İstanbul
Kendi ayıplarının gizli kalmadığını öğrenmek isteyen birisi, dönüp kendine baksın ve ayıplarını örtmeye ve gizlemeye çalışan [başka] herhangi birinin ayıbını bilip bilmediğini sorgulasın. Böylece kendisi, ayıplarını örtmeye çalışan ve muhafaza etmek isteyen insanların birçok ayıbını bildiğini fark edecektir.
Sayfa 91 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 1. Baskı, 2013, İstanbul
Reklam
Bazen saldırgan birisi ayağı sürçtüğünde bile sürçtüğü yere sövüp sayar ve orayı tekmelemeye başlar. Hâlbuki yumuşak huylu, ağır başlı birisi böyle bir şeyi güzel bulmaz. Böyle bir insan hasmının, hayvanlarla aynı seviyede olduğunun şuurunda olduğu için, bu şuur onun gazabî nefsini zapt etmesini ve kontrol etmesini sağlar.
Sayfa 86 - Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 1. Baskı, 2013, İstanbul
Yahya İbn Adî’nin huylarla ilgili özgün bulduğumuz bir tarafı, düşünürümüzün tek bir huyun hem fazilet hem de rezilet olabilecek şekilde şartlara ve duruma göre değişiklik arz ettiği yönündeki fikridir.
Zira insanın kendi sırrını gizlemediği kişiden başkasının sırrını gizlemesi imkânsızdır.
Ahlâk, nefsin bir hâlidir ve onu nefsten bağımsız olarak ele almak imkânsızdır. Zira düşünürümüze göre huyların (ahlâk) insanlarda farklı biçimlerde tezahür etmesinin nedeni nefstir.
İnsana yakışan, nefsini güzel bir yöntemle yönetmesi ve onu güzel bir yola sokmasıdır. Zira insan ancak bu şekilde diğerleri arasında sevilen biri olabilir ve kabul görür. Onların gözünde yüceltilen ve başkalarına göre tercih edilen birisi haline gelir.
177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.