Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tekamül mü? Soysuzlaşma mı? - Cilt 2

Muhammed Kutub

Tekamül mü? Soysuzlaşma mı? - Cilt 2 Sözleri ve Alıntıları

Tekamül mü? Soysuzlaşma mı? - Cilt 2 sözleri ve alıntılarını, Tekamül mü? Soysuzlaşma mı? - Cilt 2 kitap alıntılarını, Tekamül mü? Soysuzlaşma mı? - Cilt 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karl Marks, Sigmund Freud, Emile Durkheim!...
İşin kötüsü iktisad, sosyoloji ve psikoloji branşları, layık prensiplerce beslenen Avrupa fikir hareketinin en sarsıcı ve mühim araştırma alanları olarak ortaya çıkıyordu. Şüphesiz bu kritik projedeki yahudi tuzağının temelinde yatan ana dâva din düşmanlığı ve hatta dine dayanan kavramların en ince beslenme damarlarına varıncaya kadar sökülüp atılabilmesiydi. Tuzağı kuran üç meşhur yahudi şunlardı: Karl Marks, Sigmund Freud, Emile Durkheime!...
Darwin
Nihayet Hristiyan Darwin, canlı nevilerin kaynağını ve insanı aslını tek hücreli bir hayvana bağlayan tekâmil nazaryesi ile Avrupa fikir sahnesine çıktığı zaman, yahudi oğlunun duyduğu soluk kesici sevinç, doruk noktasına ulaşmıştı.
Reklam
Diaspora Yahudi Kini...
Böylelikle genel olarak yahudi ırkından gelmeyen bütün yeryüzü insanlığına yönelen ve özellikle Avrupa Hristiyanlık âlemine karşı asırlardır içinde beslenen affetmez kinin intikam kanını içmek istiyordu. Yüz yıllardır vatansız bir sürgün hayatı yaşamış olmanın eziyetlerini bir türlü unutamıyordu.
«Yahudi Düşünürlerinin Protokolleri»
«Yahudi Düşünürlerinin Protokolleri» adını taşıyan ihanet belgesinde şu satırları okuyacağız : «Darwin, yahudi ırkından değildi. Fakat biz İsrailoğulları, onun nazariyesini en geniş çapta yayarak Hristiyanlığın otoritesini kırma uğrunda kullanmayı bilmişiz!»
Yahudi Tuzağı
Çünkü Avrupa Hristiyan dünyasında hiç bir zaman insan yerine konmamış olmanın küçüklüğü altında yamyassı kesilen yahudinin kurnaz zekâsı, bu korkunç navariye ile kilise otoritesi arasında doğacak olan ölüm kalma çatışmasını önceden kestirebilmişti.
«İnsanoğlu Allah'a eksiksiz bir tutkunluk ile inanınca ve kalbini sağlam inanç sisteminin pırıltısı ile süsleyince böylesine olağanüstü sıçramalar gerçekleştirmeye muktedir olur.»
Reklam
Bu medeniyetin zalimleri "kahraman", haydutları "insanlığın kurtarıcısı", dolandırıcıları "becerikli iş adamı", hakikat tahrifçilerini "çağ üstü düşünür", rezalet ve hayasızlık işportacılarını "büyüleyici sanatkâr", aslî varlığın özünü kerimen satılmış çömezleri "ebedî önder", insanlık katillerini "barış ve hürriyet fedâisi" diye tanıtıp alkışladığını her zaman görürüz. Fakat her saniyede başka bir çehrenin maskesini takmayan merd davranışlı doğrulara, bilerek gözlerden saklanan gerçekleri haykıran cesur vicdanlara, dolandırıcılığı ve vurgunculuğu tiksinti ile karşılayan temiz yüreklilere, haksızlığa uğrayanların tarafını tutan adalet aşıklarına, el etek öpmeye tenezzül etmeyi," Allah'a kul olanın şerefinden yoksun kalarak kullara köle olmak" diye sayan karakter örneklerine, yürürlükte akımlara ayak uydurmak için değil de gerçeğe ulaşmak için düşünen namuslu ilim ve fikir adamlarına karşı yalnızlık, sefalet, açlık ve zindan kapılarının ardını layık görmektedir. Çünkü bu medeniyet, insanın bizzat kendisi ile birlikte bütün insanca değer ve meziyet ölçülerinin de kıyımcısı olarak belirlemektedir.