“Kendi doğamın huzur ve mutluluğu bulmasıyla nasıl bir suç işlemiş olabilirim ki doğaya karşı? Eğer bir günah vardıysa, bu kanımın mizacımın hatasıydı, benim değil. Isırganları bahçeme diken kimdi? Ben değil.”
“Teleny’nin öpücüğü beni coşturuyor, damağım ağzının tadını alıyordu. Böylesine bir öpüşmeden sonra yeminlere ne gerek vardı ki? Yeminler, dudaklardan dökülen, sıklıkla da unutulan vaatlerdi. Oysa böylesi bir öpücük sizi mezara kadar izlerdi.”
“Bir öpücük, iki bedenin ilk tensel dokunuşundan daha fazla bir şeydir: iki aşık ruhun uzun süre beklediği günahkar öpücük daha duygu yüklüdür; bu yasak meyvedir, bu kanı ateşe veren bir meşaledir.”