Temel Dini Bilgiler Gönderileri
Temel Dini Bilgiler kitaplarını, Temel Dini Bilgiler sözleri ve alıntılarını, Temel Dini Bilgiler yazarlarını, Temel Dini Bilgiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Ali (a.s) katıldığı bütün savaşlarda karşısına çıkan bütün düşman savaşçılarını yenilgiye uğrattı. “Bütün Araplar karşımda durup benimle savaşacak olsa ne kaçarım ne de korkarım!” buyururdu.
Hz. Ali (a.s):
“Bir toplumu yöneten yönetici, toplumun yoksul ve muhtaçlarına teselli kaynağı olacak bir yaşam sürmelidir; onların içindeki özlemi ve iç burukluğunu alevlendirmemelidir.”
“Saltanat küfürle baki kalır ama zulümle baki kalmaz.”
Yaşadıkları dönemleri göz önüne alan her akıl sahibi insan Ehlibeyt’in (a.s) çağdaşı halifelerin onlara uyguladıkları işkence ve baskıların, sürekli soruşturma haline olduklarının ve Şiîlerine eziyet ettiklerinin farkına varır. Buna karlın günden güne Şiîlerin sayısında artış olmuş, imanları kuvvetlenmiş; hilafet kurumu onların nazarında çirkin bir şey olarak görünmüştür.
Nübüvvet’in gerekliliği
Dünyada varolan her bir nesne ortaya çıktığı ilk andan itibaren bekasını sağlamak, eksikliklerini tamamlamak için harekete geçer ve eksikliklerini birbiri ardı sıra tamamlayıp ihtiyaçlarını karşılar; imkân dahilinde kemale ulaşarak ihtiyaçsızlık mertebesine ulaşır. Beka yolunda düzenli bir seyir takip ederek varlığını idame ettirir. Bu seyri tanzim eden, yoldaki durakların her birinde kendisine kılavuzluk eden Allah’tır.
İnsan, yaratılış âleminin eşyayı meydana getiren ve onun tekâmül etmesini sağlayan bir mebdei olduğunu ispatlamak ister. Her varlığa varlık veren ve varlıkları kendilerine özgü yollarında tekâmüle sevk eden O’dur.
Eşyanın birbiriyle ilişkili olduğunu, dünyada tek bir düzenin egemen olduğunu gördüğünde yaratılışın mebdeinin ve yaratılış düzenini kontrol edenin bir ve tek olduğuna inanmaktan başka çaresi kalmaz.
Maddiyatın egemen olduğu ülkelerde günden güne intiharın arttığını görürüz. Her şeyi duyulur sebeplere bağlayan insanlar, en küçük bir sorunla karşılaştıklarında karamsarlığa kapılıp yaşamlarına son verirler. Oysa Allah’a inanan, imam nimetinden nasiplenen insanlar, ölüm döşeğinde olduklarını dahi hissetseler, karamsarlığa kapılmaz, her şeyi gören ve her şeye gücü yeten Allah’a inandıklarından ümitvar olurlar.
Hz. Hüseyin (a.s) hayatının son anlatımda binlerce düşman askerinin oklarının ve kılıçlarının hedefi olmuşken şöyle buyurdu:
“Bana bu çetin musibete dayanma gücü veren, Allah’ın bütün ammeleri görüyor olmasıdır.”
Müminlerin emiri Ali (a.s) şöyle buyuruyor:
Kendine saygı duyan bir insanın nazarında nefsanî ve şehvanî istekler zelil olur.”
Namaz ancak insan, hırs ve haset gibi kötü huylardan uzak durduğunda kabul olur. Açıktır ki bütün kötü huyların menşei bu sıfatlardır.
Nasıl ki günde beş kez akarsuda yıkanan bir kimsenin bedeninde kirden iz kalmazsa günde beş vakit namaz kılan insanda günahlardan arınır.
Bilinmelidir ki, ilmî kuramları, teknoloji teorilerini incelemede amaç yalnızca şu üç günlük dünyada ilerleme sağlamak değildir; bilakis insan, ilmî araştırmalar yoluyla, sonraki kalıcı hayatında saadete ve huzura erişmeyi amaçlamalıdır.
A’raf/179
“Andolsun ki biz, cinlerin ve insanların çoğunu cehennem için yarattık; onların kalpleri vardır; düşünmezler onunla; gözleri vardır, görmezler o gözlerle; kulakları vardır, duymazlar o kulaklarla. Onlar dört ayaklı hayvanlara benzerler, hatta daha da sapıktır onlar. Onlardır gaflette kalanların ta kendileri.”
Kur’an ve Ehlibeyt
Bilinmelidir ki, Hz. Peygamber (s.a.a) Allah’ın Kitabı’nın tefsirinde ve dinî izahında Ehlibeyti’nin (s.a) sözünü kendi sözü gibi bilmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kur’an ve Ehlibeytim kıyamete kadar birbirlerinden ayrılamazlar. Kur’an’dan istifade etmek isteyen Ehlibeytime sarılsın!”
Kendisine Müslüman dediği halde içten içe kötü ahlaka, çirkin davranışlara sahip olan ancak buna rağmen saadet meleğini bekleyen bir kimse, doktorun yazdığı reçeteyi koltuğunun altına sıkıştırıp iyileşmeyi bekleyen bir hastaya benzer.