Eğer evliyalar ve salihler onların (tasavvufçuların) iddia ettikleri gibi sağ olsalardı, defnedilmeleri, mallarının taksimi ve eşlerinin evlenmesi caiz olmazdı.
O şaşkınlar, Allah'ın (azze ve celle), alemlerin efendisine (paygambere) hitap ederek:
"Eğer Allah sana bir zarar dokundursa onu, yine O'ndan başka kaldıracak yoktur..." (Yunus Suresi: 107) buyurduğunu işitmediler mi? Madem ki peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine gelen zararı gidermeye muktedir değildir o halde, başkasına gelen zararı gidermeye nasıl muktedir olur? Aynı şekilde peygamberin güç yetiremediği bu meseleye salihler ve evliyaların güç yetirmesi nasıl mümkündür?
Yazar konulara davetçi olarak değil de daha çok ilmi özelliği ile yaklaşmaktadır. Kitabın girişinde Tevhid'in kısaca tanımı yapıldıktan sonra, Tevhidin çeşitleri, la ilahe illallah'ın şartları ve çeşitli islami kavramları açıklayarak ilerlemiştir. Daha sonra insanların hangi kategoride şirke düştükleri ele alınmış; tabiata tapanlar, cinlere tapanlar, insanlara tapanlar, ölülerden medet umanlar hakkında malumatlar verilmiştir. Bu eseri davet sahasında tavsiye edilebilecek bir eser olarak görüyorum. Kısa ve öz bir kitap olmasından dolayı..
Serideki diğer kitapların da konusunu içinde barındırıyor olmasından dolayı serinin ilk kitabı olabilecek nitelikte.