Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tevhid Dergisi - Özel Sayı: Hakimiyet (Haziran 2015)

Tevhid Dergisi

Tevhid Dergisi - Özel Sayı: Hakimiyet (Haziran 2015) Sözleri ve Alıntıları

Tevhid Dergisi - Özel Sayı: Hakimiyet (Haziran 2015) sözleri ve alıntılarını, Tevhid Dergisi - Özel Sayı: Hakimiyet (Haziran 2015) kitap alıntılarını, Tevhid Dergisi - Özel Sayı: Hakimiyet (Haziran 2015) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaratan kimse, hükmedecek olan da odur. Bir diğer dikkat etmemiz gereken mesele, Allah'ın hakimiyetinin yaratmayla beraber zikredilmesidir. Adeta tüm insanlığın ortak kabulü olan yaratmanın ehemmiyeti neyse hakimiyetin de ehemmiyetinin o olduğu anlatılmış oluyor. Yani Allah(svt) yaratmada ortak kabul etmediği gibi hüküm ve egemenlikte de ortak kabul etmez denmiş oluyor.
TAĞUT NEDİR ?
İbni Kayyım (r.h) şöyle der: "Tağut; kulun haddini aşarak ibadet ettiği, tabi olduğu, itaat ettiği her şeydir. 'Her kavmin tağutu, Allah ve Rasûlü'nü bırakarak, muhakeme olmak istedikleri, Allah'tan başkasına ibadet ettikleri, Allah'tan bir delil olmaksızın izinden gittikleri, Allah'a itaat etmeleri gereken yerde itaat ettikleri şeydir. İşte bunlar dünyanın tağutlarıdır. Onları ve onlarla birlikte insanların durumunu düşündüğün zaman, çoğunun Allah'a ibadetten uzak ve tağutlara ibadet etmekte olduklarını, Peygamber'e itaatten uzak, tağut ve izleyicilerine itaat ettiklerini görürsün." İlamu'l Muvakkiin, 1/40
Reklam
"...Hüküm, yalnızca Allah'ındır. O, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru din işte budur, ancak insanların ÇOĞU bilmezler." //Yusuf,40
kufrun dune kufr şüphesine dair
Mahmud Şakir rahimehullah bu iki rivayet hakkında şöyle demektedir: 'Allah'ım! Sapıklıktan sana sığınırız. Zamanımızda söz sahibi olmuş fitne ve şüphe ehli, siyasal iktidarların Allah'ın indirdikleriyle hükmetmemelerinin, Kur'an ve Sünnet'in hükümlerini bırakarak batının kanunlarını İslam memleketlerinde uygulamalarının İslam'da caiz olduğuna dair delil arıyorlar. Bu konuda zikredilen Ebu Mecliz'le ilgili iki rivayeti bulunca hemen olayı anlamadan bu iki rivayeti dayanak edinerek siyasal, ekonomik, sosyal ve hukuki meselelerde, Kitap ve Sünnet'in dışında, kâfirleri taklit ederek hüküm vermenin, beşerî ilişkileri buna göre düzenlemenin mümkün olabileceğini, böyle davrananların, bunları uygulayanların ve bunlara tabi olup rıza gösterenlerin İslam milletinden çıkmayacağını ileri sürüyor.
Allah'ın insana yüklediği emaneti yüklenmeyenlerden, ilmin emanetini yüklenmelerini beklememiz abesle iştigal olur. (Özcan Yıldırım)
Her şeyden daha üstün benzersiz tek ve Es-Samed olan, misli, dengi, naziri ve şebihi bulunmayan bir Allah varken aciz, sorunlu, muhtaç, hevasına düşkün, şehvetlerin esiri olan insan mı egemen olacak ?
Reklam
İşte sana örnek Filistin, Afganistan, Irak, Asya, Latin Amerika ve Afrika... Bu memleketleri sömüren, gelirlerini yiyen, servetlerini yağmalayan, çocuklarını öldüren, ırz ve namuslarına el uzatanlar kimlerdir? Tüm bunlar, onların suratlarına çarpılacak en iyi örneklerdendir. Amerika, İngiltere, Fransa gibi sömürgeci demokratik devletlerin utanmaz bir şekilde demokratik değerlerden, insan haklarından bahsederek laf ebeliği yapmaları ne kadar komik ve tiksindirici bir şeydir. Bu sözde değerlerden bahsederlerken, insanî ve ahlaki değerleri ayaklar altına alanlar bunlar değil midir?
Demokrasi, içi boş bir yalandır. Demokrasinin içi, iktidarı elinde bulunduran güçler tarafından kendi arzularınca doldurulmaktadır. Demokrasi, yönetimi elinde bulunduran egemenlerin keyfî arzularından başka hiçbir şey değildir.
Hükmün Allah'a ait olduğu (12/Yusuf, 40), Allah'tan başkasına vermenin küfür olduğu (42/Şura, 21), Allah'ın indirdikleri ile hükmetmeyenlerin kâfir, zalim, fasık olduğu (5/Maide, 44, 45, ve 47. ayetler), Allah'ın kanunlarını değiştirmenin, haramı helal, helali haram yapmanın küfür olduğu (9/Tevbe, 31 tefsiri ile beraber) kat'i ve muhkem naslarda sabittir. Bugün parti kurmak, parlamentolara girmek, milletvekili adaylarına oy vermek, Kur'an'daki bu apaçık naslara aykırıdır. (Emre Acar)
Sayfa 151Kitabı okudu
Ya İslam, ya cahiliye! Ya İman, ya küfür. Ya Allah'ın hükmü ya cahiliye düzeni !! ~Seyyid Kutub
Reklam
Müslüman bir kimsenin eşya hakkında iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış şeklinde bir hüküm vermesi için tek bir ölçü vardır ki o da Kur'an ve Sünnet'tir.
İnsanın bizzat kendisi hatadan yoksun değildir ki, ortaya koyduğu yönetim biçimi hatadan yoksun olsun... Bu açıdan bakıldığı zaman demokrasi, içerisinde hataları barındıran bir yönetim biçimi olmaktan ziyade, neredeyse hiçbir doğrusu olmayan, tam anlamıyla içi boş kocaman bir yalandan ibaret bir yönetim sistemidir. (Murat Gezenler)
Kimin elinde güç varsa...
Zira böyle memleketlerde asıl olarak güç, sermaye sahiplerinin elindedir. Her seçim döneminde partiler bu sermaye sahiplerine ve medya patronlarına yakın olmak zorundadırlar. Özellikle medya gücünü arkasına alamayan bir partinin seçim kazanması, pek mümkün görünmemektedir. Zira halkı yönlendiren bu noktada medya olmaktadır.
Herkes kendi mülkünde dilediği gibi tasarruf eder ve köleler efendilerinin mülküne ve tasarrufuna ortak olmazlar. Bu kainat da Allah'ın (svt) mülküdür. O mülkünde dilediği gibi tasarruf eder, dilediği şekilde hükmeder. O'nun kölesi konumunda olan kulları ne Allah'ın mülkünde O'na ortak olabilirler ne de Allah'la beraber tasarrufta bulunurlar. Yani YARATMA ve HÜKMETMEDE Allah tektir, ortak kabul etmez."
Cahiliyenin tarihsel bir süreçten ibaret olmadığını görüyoruz. Cahiliye, bir olgudur. Geçmişte yaşanmış olan bu olguyla, bugün de yarın da yine karşılaşılacaktır. Cahiliyenin niteliği, İslam'la çelişme, İslam'a karşı olmadır.
61 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.