Bir kitap okudum hayatım değiş... Şaka. Bu kitap bir çok kitap gibi hayat değiştiren bir kitap değil :) fakat şahsi olarak hayat değiştirici bir kitabın var olduğuna esasen inanmıyorum. İnsanın yaşamını ya da dünyayı görüşünü değiştirebilecek tek şey yine bizzat kendisidir. Okuduklarınız, gördükleriniz aracıdır sadece. Bu kitap da öyle, aynı zamanda oldukça farklı bir dili var. Yorumlamaya tamamen açık.
Aleister Crowley pek çoklarına göre sahte bir peygamber hatta bir şarlatanken, belirli bir kesim için ise bir yol göstericiydi. Kurduğu Thelema diniyle müritler toplayan yazar, sıradışı büyü öğretileri ve dini ritüelleriyle yaşamış en büyük okültistler arasında kendine yer buldu. Kim olup olmadığı yine kişinin doğa görüşünde saklı kısaca. Sizin için bir okültist bir peygamber olabilir, yine sadece bir yazar, ilginç bir yaşam sürmüş hepimiz kadar basit bir adam da olabilir.
Fakat yine de bu üç bölümden oluşan bir kitapta bize sunduğu bir misyonu var. Bu misyon tarihe baktığınızda bizi sınırlar altında tutan, sesimizi kesen, komşularımızın kapısına işaret koymamıza neden olan din öğretilerine karşı, özellikle kitapta “kölelik dini” olarak nitelendirilen Hristiyan öğretisini kaldırmak, on emir yerine tek bir emiri esas kılmaktı: “İraden neyse onu kıl olmalı Yasa’nın tümü.” Şahsen kendisi bu sözlerin ona değil, Aiwass adındaki kutsal bir varlık tarafından söylendiğini dile getirmiş. Artık kendi sözleri midir? Bir havadis midir? O cevap herkesin kendisine ait. Sözlerine kulak verecek olursak... Neden olmasın, neden kendi irademiz neyse onu kılmayalım?