Tanrım, cidden mi? Kitaptaki çekimi hissedebilmek için mikroskobik canlı olmak gerekiyor. Ya yazarın dilinde ya da çevirideki dil dönüşümünde bir sorun var ki hiçbir şey hissedemiyorum.
Birinci kitabı sevememiştim çünkü dengesizlikler, kitabın kurulduğu temeller, karakterlerin tavırları hoşuma gitmemişti. Bu kitabı ise bir tık daha sevmeme rağmen hala içinde eksiklikler hissediyorum. Mesela dengesizlikler azalmasına rağmen hala var olan şeylerdi. Buna en büyük örnek Christian’ın davranışları sevdiğinden bahsediyor oysa bir duvar daha iyi sever, Gianna’ya yaklaşıp yaklaşıp ardından uzaklaşmasından bahsetmiyorum bile. Ama sağolsun Nico ve Elena’ya göre biraz daha dengeliler, birazcık.
Kitabın mafya temasının, yetişkin olduğunun, içinin manyak kaynadığının farkındayım ama bunlar iyi yansıtılamamış ne yazık ki. Ben burada gerçekten bir manyaklık görmek isterdim. O tapulu mal tavırlarının da daha iyi yazılmasını beklerdim. Yazar burada biraz daha dikkatli olup bu unsurları daha iyi yazabilirdi. Çünkü cidden kitapta bir şeyler var ki daha iyi olabileceğini vadediyor. Yani kitabın içindekiler bu kadar yüzeysel ve basit düzeyde olmamalıydı.