Sözler ve Alıntılar
Din, insana kendinden daha kapsamlı ve daha kalıcı bir gerçekle özdeşleşerek, benliğinin tutarlılığını sağlamak olanağını verir.
Sayfa 474 - MilliyetKitabı okudu
Shakespeare
Derin bir felsefe: Shakespeare tiyatrosu, dünyayı izler ve düşünür. Dünya, aşk ve ölüm komedisinin oynandığı bir tiyatrodur, ama bu tiyatro da yanılsamalar gaddarlıklar ve anlaşılmazlıklardan ibarettir. Gerçeğin kavranarak temsil edilmesinde ortak olan bu temel kavram, iki yöntemle doğrulanır: kadın rollerini canlandıran oyuncuların sürekli kılık değiştirmeleri tam başa ve erkek kılığına girmiş kadınlar gibi görünmekten hoşlanmaları; ve bir de, tiyatro içinde tiyatroya başvurulması: Hamlet, mümkün tek iletişimin sahnedeki iletişim olduğunu kanıtlar. Başkasıyla kurulan iletişim pandomimden başka bir şey değildir .
Sayfa 70 - Milliyet 5.CiltKitabı okudu
Dünya bir tiyatrodur (Barok)
Barok çağı bir şüphe çağıdır. Descartes'in ardından klasik düşünce bu şüpheyi sağlam entelektüel ilkelerin geliştirilmesinde bir aşama haline getirecektir. Baroksa, yanılsamanın ortasında varlığını sürdürür. Montaigne ve Pascal baroktan benzer sonuçlar ve karşıt dersler çıkaracaklardır. Eğer dünya taklit ve riyakarlıktan ibaretse, bu görüntünün arkasında bir şeyin saklanmasındandır. Bir maske takmak için bir yüz gerekir. Ama bu ikisinden hangisi daha gerçektir? Bütün klasik tiyatro gerçek bir görüntünün arayış olacaktır. Barok tiyatroysa anlaşılmazlığın dramı olarak kalacaktır.
Sayfa 65 - Milliyet 5.CiltKitabı okudu
Hümanizmin yayılması ve din tartışmaları sayesinde, tarih yorumları ve araştırma yöntemleri gelişti.
Sayfa 27Kitabı okuyor
Evrensel fare kapanı
Kafka'nın romanları uzayıp giden yollar üzerinde gezinen aynalara benzer. Ama bu yollar hiçbir yere çıkmaz.
Sayfa 115 - Milliyet 5.CiltKitabı okudu
Cilt 1
Parmenides, varlık ile varolmayan arasında mutlak bir ayrım yapar; böylece duyusal ve aldatıcı dünyanın ötesinde değişmeyen bir temel olduğunu ileri sürer.
Bilge; varlığı, mantığın gereklerine uyarak düşünebilen kimsedir.
Sayfa 375Kitabı okuyor
Freud, uygarlığın huzursuzlukları adlı eserinde, insanlığın uygarlaşması ve bireyin gelişmesi olguları arasında bir benzerlik kurar: her iki durumda da dürtülerin doyurulmamasına engel olarak kendine yönelen saldırganlık, suçluluk duygusunun büyümesine yol açar ve ölüm dürtüsünün etkilerinin, bu dürtüyü bastırdığı kabul edilen uygarlığın üstünde olduğuna işaret eder.
Sayfa 460 - Milliyet 1. AnsiklopediKitabı okudu