Toplum Sözleşmesi

Jean-Jacques Rousseau

Toplum Sözleşmesi Posts

You can find Toplum Sözleşmesi books, Toplum Sözleşmesi quotes and quotes, Toplum Sözleşmesi authors, Toplum Sözleşmesi reviews and reviews on 1000Kitap.
İnsan, doğası olarak iyidir; onu, toplum ve uygarlık bozar.
Sayfa 12 - Üst insan ilkel insan olabilir mi? Sanırım olabilir.
. Toplumsal hoşgörüsüzlüğü dinsel hoşgörüsüzlükten ayırtlayanlar, bence yanılırlar. Bu ikisi birbirinden ayrılamaz. İnsanın cehennemlik saydığı kimselerle barış içinde yaşaması olanaksızdır; bu kimseleri sevmek, bu çeşit insanları cezalandıran Tanrı'dan nefret etmek demektir; bu kimseleri kesinlikle ya doğru yola getirmek ya da onlara acı vermek gerekir. Dinsel hoşgörüsüzlüğün kabul gördüğü bir yerde bunun toplumsal etkilerinin görülmemesi olanaksızdı; ve etki oluşur oluşmaz da egemen varlık, dünya işlerine bile egemen olmaktan çıkar ve artık rahipler birer gerçek efendi, krallar ise onların görevlileridir. .
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
. Böyle bir insan, birtakım kurnazlıklarla yetkeyi ele geçirip sofu yurttaşlarını boyunduruğu altına almaya görsün, bir de bakarsınız saygın bir adam oluvermiş, çünkü ona saygı gösterilmesini Tanrı istiyordur; kısa zamanda güçlü bir insan olup çıkar; çünkü ona boyun eğilmesini Tanrı istiyordur. Bu gücün sahibi onu kötüye mi kullanıyor? O zaman da kullarını cezalandırmak için başlarına bu belayı yine Tanrı göndermiş olur. Gücü zorla eline geçirmiş olan adamı kovmaya vicdanlar elvermez, çünkü bunu yapmak için halkın dirliğini bozmak, sertliğe başvurmak, kan dökmek gerekir; tüm bunlar ise Hıristiyan yumuşaklığıyla zor bağdaşır; hem, insan bu dünyada özgür ya da köle olmuş, ne önemi vardır? Asıl olan, cennete gitmektir ve cennete giden yol da yazgıya boyun eğmekten geçmektedir. .
Sayfa 203Kitabı okudu
. Dünyanın tüm halklarında, hoşlarına giden şeylerin seçimini, doğa değil kamuoyu yapar. İnsanların düşünüş ve görüş düzeyini yükseltin; göreceksiniz töresi ve aktöresi kendiliğinden arınacaktır. İnsan her zaman güzel olanı ya da güzel bulduğunu sever; fakat asıl bu güzellikle ilgili yargısında yanılır; demek ki, yapılması gereken, bu yargıyı düzenlemektir. Töreleri yargılayan onuru yargılar; onuru yargılayan ise bunu, kamuoyuna dayanarak yapar. .
Sayfa 192Kitabı okudu
. Cumhuriyetin ilk zamanlarında, diktatörlüğe sıkça başvuruldu, çünkü devlet, yalnızca anayasasından aldığı güçle tutunabilmesine elverecek denli durgan (sabit) bir tabandan yoksundu. O dönemde töreler, başka zamanlarda zorunlu olan birçok önlemi gereksiz kıldığından, bir diktatörün, yetkesini kötüye kullanmasından da, bu yetkeyi görev süresi sona erdikten sonra elinde tutmaya kalkmasından da korkulmuyordu. Tersine, bu denli büyük bir erk, onu üstlenene büyük bir yük gibi geldiğinden, erki üstlenen, fazla ağır ve fazla tehlikeli bir görevmiş gibi, ondan bir an önce kurtulmaya bakardı. .
Sayfa 189Kitabı okudu
. Çemberin öteki ucunda da oybirliği görülür; köle durumuna düşen yurttaşlar özgürlüklerini de, istençlerini de yitirdikleri zaman. O zaman kaygı ve dalkavukluk, oyları alkışa dönüştürür; artık konuşup tartışmak yoktur; ya tapınma ölçüsünde hayranlık ya da kargıma (lânetleme) vardır. .
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Tecrübeyle Sabittir
. Ve sonunda yıkılmaya yüz tutan devlet, aldatıcı, boş bir görüntü olarak varlığını sürdürür olduğunda, yüreklerde toplum sevgisi kalmadığında, en aşağılık çıkarlara utanmadan kamu yararı gibi kutsal bir ad yakıştırıldığında genel istencin sesi soluğu çıkmaz olur; gizli emellerin güdümündeki insanlar, sanki devlet hiç var olmamış gibi, artık birer yurttaş olarak görüş belirtmezler ve yalnızca özel çıkar gözeten birtakım haksız kararları yasa diye yuttururlar. .
Sayfa 162Kitabı okudu
. İyi yasalar daha iyilerini yapar, kötüler de daha kötülerini. Biri çıkıp da devlet işleri için "Neme gerek!" dedi mi, devleti yok olmuş saymalıdır. .
Sayfa 150Kitabı okudu
. Ülke topraklarının her yanına eşit sayıda insan yerleştirin, her yere aynı hakları verin, her yana bolluk ve canlılık götürün; böylece devlet hem olabildiğince güçlenir hem de en iyi yönetilen devlet durumuna gelir. Unutmayın ki, kentlerin surları, köy evlerinin yıkıntılarından oluşur. Başkentte ne zaman bir sarayın yükseldiğini görsem tüm memleketi yıkıntıların doldurduğunu görüyor gibi olurum. .
Sayfa 146Kitabı okudu
. İçsel konularda oluculuk sınırları sandığımızdan geniştir. Bu sınırları, bizim zayıflıklarımız, kötülüklerimiz, önyargılarımız daraltır. Alçak ruhlu insanlar, büyük insanların varlığına inanmazlar: Aşağılık köleler, özgürlük sözcüğüne alaycı alaycı gülerler. .
Sayfa 142Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.