Kitabı okurken sık sık "Bu kitap nasıl 1762'de yayınlanmış olup da benim yaşadığım ülkenin benim yaşadığım dünyanın işleyişinden ya da işleyemeyişinden bahsediyor olabilir?" dedim. Üstelik Rousseau'nun yaşadığı dönemde bu bilince ulaşıp da bu denli evrensel ve zaman kavramını aşmış bir eser ortaya çıkarması da kitabın önemini bir kez daha gösteriyor.
Kitap 4 bölümden oluşmakta ve okuduğum baskıda bölümler birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü kitap olarak ayrılmış bulunmakta. Birinci kitapta toplumdan ve toplumun sözleşmeyle var oluşundan, ikinci kitapta egemenlikten ve egemen varlıktan, üçüncü kitapta hükümetlerden ve sistemlerinden, dördüncü kitapta sistemin işleyişinden ve Roma'daki sistemlerden bahsetmektedir.
Dilinin kolay anlaşılırlığı sayesinde Rousseau, anlatmak istediği şeyi okuyucuya rahatlıkla geçirebiliyor Toplum Sözleşmesi'nde. Bugüne dek okumamış olduğum için pişmanlık duyduğum ve tekrar okumak isteyeceğim bir eser, Toplum Sözleşmesi.