Toplum Sözleşmesi

Jean-Jacques Rousseau

Toplum Sözleşmesi Quotes

You can find Toplum Sözleşmesi quotes, Toplum Sözleşmesi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
. Kölelik ve hak sözcükleri, birbiriyle çelişir; biri ötekinin varlığını yadsır. İster bir kişi bir başka kişiye, ister bir kişi bir halka söylesin, şu sözler hiçbir zaman hiçbir anlam taşımaz: Seninle, tümüyle senin zararına ve tümüyle benim yararıma bir anlaşma yapıyorum; anlaşmaya ben, keyfim istediği sürece uyacağım, sen de yine benim keyfim istediği sürece uyacaksın. .
. İnsan, her zaman kendi iyiliğini ister, fakat bunun ne olduğunu her zaman kestiremez. Halkı hiçbir zaman bozamazlar, fakat çoğu zaman aldatırlar; ve halk, ancak aldatıldığı zaman kötülüğe eğilimli görünür. .
Reklam
. Her yurttaş, devlete verebileceği tüm hizmetleri, egemen varlık istediğinde, hemen yerine getirmekle yükümlüdür; buna karşılık egemen varlık da, uyrukları, topluluğa yararı olmayan hiçbir yükün altına sokamaz; hatta böyle bir şeyi isteyemez bile. Çünkü doğa yasalarına göre de, us yasalarına göre de hiçbir şey nedensiz oluşmaz. .
. Gerçekte de, her bireyin, insan olarak özel bir istenci olabilir ve bu istenç, onun yurttaş olarak katıldığı genel istence uymayabilir ya da aykırı olabilir. Özel çıkarı, onu ortak çıkardan çok ayrı bir yöne çekmek isteyebilir; kendi saltık ve saltık olduğu için de bağımsız varlığı, ortak davaya olan katkı borcunu, ona, karşılıksız bir yardımmış gibi gösterebilir; yardımın yapılmamasının ortak davaya vereceği zararın, yardımı yapması durumunda kendisinin uğrayacağı zarardan daha az olduğunu düşünebilir; ve devlet denen tüzel kişiyi, bir insan olmadığı için, us ürünü bir varlık olarak gördüğünden, uyrukluk ödevlerini yerine getirmeksizin uyrukluk haklarından yararlanabilir. Bu ise, ileri götürülmesi durumunda, siyasal oyrunun yıkımına neden olacak bir haksızlıktır. .
. Anlatıldığına göre, Japon hokkabazlar, izleyicilerin gözleri önünde bir çocuğu parçalara ayırıyor sonra parçaları birbiri ardından havaya fırlatıyor, en sonra da bütün ve canlı olarak yere indiriyorlarmış. Bizim siyasacıların yaptığı hokkabazlığın da bundan pek aşağı kalır yanı yok; toplumsal oyrunu, panayır yerlerine yaraşır bir gözbağcılıkla parçaladıktan sonra bu parçaları, bilinmez nasıl, biraraya getiriyorlar. .
. Bir halk, eğer boyun eğmek zorundaysa ve boyun eğiyorsa iyi ediyordur; fakat boyunduruğunu silkip atabilecek duruma gelir gelmez silkip atarsa daha da iyi eder; çünkü özgürlüğünü elinden alan, bunu hangi hakka dayanarak yapmışsa aynı hakka dayanarak onu geri almaya hakkı vardır ya da özgürlüğünün elinden alınması bir haksızlıktır. .
Reklam
Demokrasinin Zaafları
. Şunu da ekleyelim ki, hiçbir yönetim, demokrasi ya da halk yönetimleri ölçüsünde iç savaşlara ve karışıklıklara açık değildir; çünkü hiçbir yönetim, ısrarla ve sürekli olarak biçim değiştirmeye onlar gibi yatkın değildir ve bu yüzden de varlığını korumak için onlardan daha çok uyanıklık ve yüreklilik isteyen hiçbir yönetim yoktur. Özellikle böylesi bir yapı içindedir ki, yurttaş, güçlü ve dirençli olmalı ve erdemli bir palatinin Polonya Diet meclisinde söylediği şu sözleri yaşadığı sürece her gün, yüreğinin derinliklerinde duyumsayarak yinelemeli: Malo periculosam libertatem quam quietum servitium*. Tanrıların bir halkı olsaydı, demokrasi ile yönetilirdi. Böylesine yetkin bir yönetim insanlara göre değil. * Tehlikeli özgürlüğü rahat köleliğe yeğlerim. .
Sayfa 114Kitabı okudu
. Zorbanın, kullarına, toplumsal yaşamda dirlik sağladığı söylenecek. Diyelim ki, öyledir; fakat zorbanın hırsı yüzünden içine sürüklendikleri savaşlar, açgözlülüğü, bakanlarının aşağılayıcı davranışları, uyrukları, kendi aralarındaki geçimsizliklerden daha çok üzüyorsa ve hele mutsuzluklarının bir bölümünü bu dirliğin kendisi oluşturuyorsa bundan ne kazanmış olurlar? Zindanda da yaşam dingindir; bu, orada iyi olmaya yeter mi? .
. İnsanın özgürlüğünden vazgeçmesi demek, insan olma niteliğinden, insanlık haklarından, hatta ödevlerinden vazgeçmesi demektir. Her şeyden vazgeçen bir insan için herhangi bir zararın karşılanması söz konusu değildir. Böyle bir vazgeçiş insan doğasıyla bağdaşmaz; istenci özgürlüğünden tümüyle yoksun kılmak, edimlerini tümüyle töre dışına itmek demektir. Kısacası, bir yandan saltık bir yetke, öte yandan sınırsız bir kulluk koşulu getirmek, boşuna ve çelişkili bir sözleşme girişimidir. Kendisinden her şeyin istenebileceği bir kimse söz konusu olduğunda o kimseye karşı hiçbir yükümlülük üstlenilmeyeceği; karşılıklılık ve değer eşitliği gözetmeyen böyle bir koşulun, tek başına, sözleşmeyi geçersiz kılacağı ortada değil mi? Varı yoğu bana ait olan kölem, bana karşı ne gibi bir hak ileri sürebilir; ve onun tüm hakları benim olduğuna göre, bana ait olan hakların yine bana karşı kullanılmak istenmesi anlamsız olmaz mı? .
. İçsel konularda oluculuk sınırları sandığımızdan geniştir. Bu sınırları, bizim zayıflıklarımız, kötülüklerimiz, önyargılarımız daraltır. Alçak ruhlu insanlar, büyük insanların varlığına inanmazlar: Aşağılık köleler, özgürlük sözcüğüne alaycı alaycı gülerler. .
Sayfa 142Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.