''Neoliberal küreselleşme kolektif ve kişisel yaşamın tüm yönlerini dönüşüme uğratmıştır. Bu durum, toplumların sonu veya toplumsal olanın sonu anlamına gelir.''
“Bir sosyal hareket tarihselliğin biçimi, kültürel yatırım, bilgi ve ahlak modelleri üzerindeki hakimiyeti ya da bağımlılığı ile tanımlanan bir sosyal sınıfın, bu kültürel modellere yönelmiş çatışmacı hareketidir.”
''Farklı etnik kökenden gelen topluluklar tek bir ulus çatısı altında homojenleştirilmeye çalışılmıştır. Bir başka deyişle, modern çağ, içinde yaşanılan yerel ve sınırlı dünyanın kapılarını ardına kadar açmış ve bunların yerine başka bir temel kültür koymuştur.''
Başvurmamız gereken şey silahlar değildir, yasa ya da Devrim hiç değildir; kendi kendimizin bilincine varmak, en tehlikeli düşmanımızın bilinçsizliğimiz, günah keçisi arayışımız, fazlasıyla zayıf yaşama istencimiz ve eşitlik ile özgürlükler için yeterince tutkulu olmayışımız olduğunu anlamaktır.
Yani bugün toplum adını verdiğimiz şey öncelikle dinsel erkin ve kral erkinin ya da oligarşik erkin dünyanın bir bölümünde ortadan kaldırılışının meyvesidir.
Yine de şunu unutmamalıyız ki, modern İskandinav toplumları diğer toplumlardan daha güçlü olmuştur, çünkü uluslararası ekonomiye katılımı güçlü bir sendika hareketiyle ve yeniden dağıtıcı devletin etkin rolüyle bağdaştırabilmişlerdir.
Yine de İncillerin ruhu ile Rönesans'taki papalık arasında ortak olan ne vardır ki? Kuran ile İran'da Humeyni'nin İslam Devrimi'nden doğan rejimin ilgisi nedir ki?