Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+

Ercan Çifci

Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+ Gönderileri

Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+ kitaplarını, Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+ sözleri ve alıntılarını, Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+ yazarlarını, Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+ yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sosyolojiyi kendi dışındaki ülkeleri kontrol etmek, dönüşüme ve değişime tabi tutmak için kullanan Batı, ürettiği kuram ve teorileri anaakımlaştırarak ve yüzlerce yabancı üniversitede, medyada, sayılı entelektüellerin eserlerinde görünür kılarak zihinlere yerleştirmiştir. Bu öyle yaygın ve katı bir uygulama haline bürünmüştür ki, bu kuramları yahut teorileri reddetmek bilime karşı çıkmak, evrensel bilim arayışına sekte vurmak, gelişmişliği engellemek olarak anlaşılmaya başlanmıştır.
Sayfa 16 - Kökler Derneği Yayınları, Haziran 2020
Batı sosyal bilimlerinin terimleri, kuramları ve metotları ile Türk toplumunun yapısını incelemeye, analiz edip neticelendirmeye çalışmakta ve bununla içtimai sorunlara çare bulacaklarına inanmaktadırlar. Oysa böylesi bir yaklaşımla değil problemlere çare olmak, bizatihi problemin kendisi olmak söz konusudur. Nihayetinde her toplumun kendine özgü sorunları, kültürel alt yapısı ve inançları vardır.
Sayfa 11 - Kökler Derneği Yayınları, Haziran 2020
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
80 günde okudu
Toplumsal Cinsiyet, Feminizm ve LGBTİQ+, toplumsal cinsiyet çalışmalarının edebiyat, felsefe, sinema, medya, sosyal politika, sosyal kurumlar gibi alanlara etkilerini ve toplumsal hayattaki pratik yansımalarını eleştirel bir bakış açısıyla ele alıyor. Yalnızca feminizm ve LGBTİQ+ tarihi, politikası ve teorilerini değil; insan ticareti ve fuhuş, beden sömürüsü, güzellik endüstrisi, cinsiyetsiz aile ve toplum çalışmalarını da örnekleriyle ortaya koyuyor. Toplumsal cinsiyet çalışmalarının cinsiyetsiz aile ve toplum çalışmalarına zemin olarak kullanılması, feminist kuram içerisinde büyüyen bu alanda LGBTİQ+ fertlere toplumsal ve yasal meşruiyet zemini sağlama gayesiyle hareket edilmesi gibi konular, kültürel, ahlaki ve dini kaygılar çerçevesinde ele alınırken, bu çalışmaların doğuracağı sonuçlar karşısında yerli bir dünya görüşü ve sosyolojinin gerekliliği akademik kesim dâhil bu yönde çaba gösteren herkesin dikkatine sunuluyor. Fikir ve edebiyat dünyasında önemli bir boşluğu dolduracağına inanılan Toplumsal Cinsiyet, Feminizm ve LGBTİQ+, yerli sosyoloji açısından zayıf kalan eleştiri kategorisinde bir başvuru kitabı denemesidir.
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+Ercan Çifci · Kökler Yayınları · 202035 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+
Ercan Çifci
Ercan Çifci
Toplumsal Cinsiyet, Feminizm ve LGBTİQ+, toplumsal cinsiyet çalışmalarının edebiyat, felsefe, sinema, medya, sosyal politika, sosyal kurumlar gibi alanlara etkilerini ve toplumsal hayattaki pratik yansımalarını eleştirel bir bakış açısıyla ele alıyor. Yalnızca feminizm ve LGBTİQ+ tarihi, politikası ve teorilerini değil; insan ticareti ve fuhuş, beden sömürüsü, güzellik endüstrisi, cinsiyetsiz aile ve toplum çalışmalarını da örnekleriyle ortaya koyuyor. Toplumsal cinsiyet çalışmalarının cinsiyetsiz aile ve toplum çalışmalarına zemin olarak kullanılması, feminist kuram içerisinde büyüyen bu alanda LGBTİQ+ fertlere toplumsal ve yasal meşruiyet zemini sağlama gayesiyle hareket edilmesi gibi konular, kültürel, ahlaki ve dini kaygılar çerçevesinde ele alınırken, bu çalışmaların doğuracağı sonuçlar karşısında yerli bir dünya görüşü ve sosyolojinin gerekliliği akademik kesim dâhil bu yönde çaba gösteren herkesin dikkatine sunuluyor. Fikir ve edebiyat dünyasında önemli bir boşluğu dolduracağına inanılan Toplumsal Cinsiyet, Feminizm ve LGBTİQ+, yerli sosyoloji açısından zayıf kalan eleştiri kategorisinde bir başvuru kitabı denemesidir.
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTIQ+Ercan Çifci · Kökler Yayınları · 202035 okunma
İstanbul Sözleşmesi ve Toplumsal Cinsiyet gerçeği
Toplumsal cinsiyet eşitliğini şiddetin önlenmesi için tek reçete olarak sunan bu sözleşme, toplumsal cinsiyet eşitli indeksinde üst sıralarda olan ülkelerde kadına yönelik şiddet, cinayet ve tecavüz oranlarının yüksek düzeylerde olması ile uygulanabilirliği tartışmalı hale gelmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde model ülke olan İskandinav ülkelerinde şiddet ve tecavüz oranlan ürkütücü seviyelerdedir. Uluslararası Af Örgütü'nün raporuna göre Finlandiya'da her yıl 50.000 kadın tecavüz ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Danimarka'da 2017 yılında 24.000 kadın tecavüze uğramış veya tecavüz girişiminde bulunulmuştur. Benzer şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikaların uygulanmaya başlanmasından sonraki süreçte de ülkemizdeki istatistikler şiddetin azalmadığını göstermektedir.
Ensest tabu denilerek aile içi, regl tabusu denilerek kadın istismarı, çıplaklık tabusu denilerek utanma ve ar duygularının yıkımı sağlandı. Nikâh tabusu denilerek kadın-erkek birlikteliğini hukuki forma kavuşturan resmiyet ortadan kaldırıldı. Gizlilik tabusu denilerek insanın en mahrem ilişkilerini bile araştırma ve ortaya çıkarma hırsı; toplu seks tabusu, hayvan tabusu, eşcinsellik tabusu denilerek bütün ahlaki değerler altüst edildi. Daha ötesi bütün ilişkilerde karşılıklı güvensizlik oluştu ve kitleler kendi çocuklarını koruyamayacak hale geldi. Bunun için de her çeşit propaganda aracı, model alarak öğrenmeden bilişsel öğrenmeye kadar her çeşit öğretim ve telkin metodu kullanıldı.
Reklam
Korunmasız çocuklar yanında korunmasız ebeveynler üretildi. Duyguların, inançların erimesi daha da kolaylaşmış oldu. Doğumun yani üremenin kontrol altına alınması ile birlikte plastisite bir cinsel anlayış oluştu. Cinsel devrim, özgürlük üst başlığı altında insanların zihni boş bir form haline getirildi ve "bunun sonucunda da çok satan kitaplar, reklamlar, pornografik metinler, metres edebiyatı ve psikanaliz gibi şeyler ister istemez idareyi ellerine aldı.
Kentler, mahalleler, sokaklar, alışveriş merkezleri, iş yerleri herkese açık gözetilebilen haline getirilerek mahremiyet alanı sınırlandırıldı. Kitlelerin tek sığınak olarak gördükleri evlere, mahremiyet düşüncelerini şekillendiren inançlarına ve geleneklerine müdahale edilerek kırılgan ilişkilerin oluşması sağlandı ve evler güvenilir mahrem mekânlar olmaktan çıkarıldı.
Marks'ın "katı olan her şey buharlaşıyor" öngörüsünde olduğu gibi dini, ailevi, iktisadi, siyasi, örfi, ahlaki ve etnik kurumlar hızla sıvılaşmakta, buharlaşmakta ve kaybolup gitmektedir. Sanayi devrimi sonrası oluşan endüstri toplumu ile geniş aile yok edilip kapitalist emellere uygun üretilen çekirdek aile tipi önce bireyselleşmeye, ardından cinsiyete dayalı çatısı bahane edilerek erimeye bırakıldı.
159 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.