En Eski Tozun Gizli Hayatı Gönderileri
En Eski Tozun Gizli Hayatı kitaplarını, en eski Tozun Gizli Hayatı sözleri ve alıntılarını, en eski Tozun Gizli Hayatı yazarlarını, en eski Tozun Gizli Hayatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tıngırdatacak altın bir arp yok,
Lezzetli içkiler, enfes çörekler de
Cennet bahçeleri yok, krallıklar da
Öbür dünyanın hurileri de.
Yalnızca yavaş yavaş parça parça
Dağılmanın rahatlığı var.
Biliyoruz, vakti geldiğinde ecelimiz
Sadece bir nakarat onun için.
Ayrılacağız eğlendiğimiz gezegenden
Bir "görüşürüz" bile demeden.
Thomas Carper
Her yıl bir ila üç milyar ton çöl tozu göğe yükselir. Bir milyar ton 14 milyon vagonu doldurur ki, böyle bir tren de ekvatorun çevresinden yerküreyi altı kez dolanır.
Sayfa 8Kitabı okudu
Ya canlı tozlar; bakteriler, polenler, çürüyen yaprakların lifleri, sineklerin gözleri, örümceklerin bacakları, kelebek kanatlarından dökülen pullar, kutup ayılarının tüy parçacıkları, fillerin deri döküntüleri; bunların kim bilir kaç tonu atmosferde dolanıyor.
Sayfa 9Kitabı okudu
Yıldızlardaki bu toz parçalarını inceleyerek kozmik köklerimiz hakkında bilgi sahibi olabiliriz.
Sayfa 40Kitabı okudu
Çöllerden esen rüzgârlarla birlikte havayı tıkayan milyarlarca ton cansız kaya tozu bile yeryüzü için değerlidir. Çöllerin ve yanardağların üzerlerine çöken kumu olmasaydı Karayipler’deki bazı adalar çıplak gri kayalardan fazla bir şey olmazdı. Oysa bu adalar yemyeşil sağlıklı bitkilerle kaplıdır. Benzer şekilde Amazon yağmur ormanları da yapısını toza borçludur.
Sayfa 13Kitabı okudu
Otomobilinize biraz daha yakından bakın. Lastikleriniz aşındıkça kauçuk nereye gidiyor? ABD'deki otomobiller her yıl havaya 25.000 tondan fazla kauçuk tozu salıyor. Bu da toz haline getirilmiş iki milyon lastik demektir.
Sayfa 114Kitabı okudu
Her yıl yaklaşık 35.000 ton fren balatası tozu havaya karışmaktadır.
Sayfa 114Kitabı okudu
Gezelim Görelim Tadı Almak :)
Türkiye'de bir kaya evde, sekiz kadın halka olmuşlar, yerde oturuyorlar. Önlerindeki hamur tahtalarının üstünde kağıt inceliğinde yufka açıyorlar. Sac, kaya evin zeminindeki bir çukurda yanan ateşin üzerine yerleştirilmiş; yaşlı kadın ateşe sürekli kurumuş asma dalları ve ot atıyor. Kadınlar çalışırken konuşup gülüşüyorlar. Öğle olunca birkaç taze yufkaya sahanda çırpılmış yumurta, peynir ve kokulu otlar koyup dürüyorlar.
Solmuş basma giysileri ve başörtüleri una bulanmış. Ateşten yükselen ince duman önce kaya evinin içini bir dolandıktan sonra rüzgara karışıyor. Un da, duman da solunduğunda zararlı tozlar ancak kaya evin kalın duvarlarında belki de daha öldürücü parçacıklar bulunabilir.
(Kitabın bu bölümünü okurken garip bir huzur hali içine girdim. Yazar keşke böyle Anadolu izlenimlerini içeren bir kitap ya da roman da yazsaymış :)
Sayfa 207Kitabı okudu