Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sembiyoz ve Otonomi

Travmatik Yaşantılar

Franz Ruppert

Travmatik Yaşantılar Gönderileri

Travmatik Yaşantılar kitaplarını, Travmatik Yaşantılar sözleri ve alıntılarını, Travmatik Yaşantılar yazarlarını, Travmatik Yaşantılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan kendi ruhsal yapısı üzerine çalışmaya başladığında ve sağlıklı benliğini tam olarak geliştirmekten vazgeçmediğinde birçok şey başarılabilir.
Sayfa 302 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Birçok insan partnerlerini terk edilmenin acısıyla bırakmaya kıyamadıkları için bu dolaşık ilişkileri sürdürür. Aslında bunun temelinde onların kendi terk edilme korkuları ve ebeveynlerini duygusal acı yaşamaktan koruyabilecekleri şeklindeki çocuksu yanılsamaları vardır.
Sayfa 276 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Reklam
İnsan travmadan kaçmak için bilişsel bir yaklaşım kullanamaz çünkü travma düşüncelerde değil, dayanılmaz duygularda ve bu duygularla bağlantılı fiziksel duyumlarda ve tepkilerdedir. Travmanın geçmişte kaldığına, artık onu ilgilendirmediğine, hakkında düşünmeye gerek olmadığına dair iyi niyetli öğütler ya da kişinin kendi niyetleri uzun vadede hiçbir işe yaramaz. Terapötik bir bakış açısından travma hakkında konuşmak hiçbir işe yaramaz, ya da çok az işe yarar. Travmatik olay kişinin beden ve ruh bütünlüğünde bir bölünme meydana getirmiştir ve bu bölünme fiziksel duyumların, duyguların ve düşüncelerin yeniden uyumlu hale gelmesi için iyileştirilmelidir. Tam da bu nedenle kişi hâlâ var olan ama bedeninde, zihninde ve duygulanımlarında başka bir yerde tutulan ilk travma anındaki duygu ve fiziksel tepkilere erişmek zorundadır.
Sayfa 256 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Travmalar kanser gibidir; ne kadar uzun süre oradalarsa o kadar güçlenirler. O yüzden travmaları olabildiğince çabuk ortaya çıkarmak ve etkisini artırma süreçlerini durdurmak çok önemlidir.
Sayfa 253 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Psikotik epizotlar yaşayan bir danışan:
En büyük arzum hiç doğmamış olmaktı. Ruhum düşündüğümden daha fazla yaralıymış! İnsanlara bu tür bir duruma sürekli maruz kalmamaları için ilaç verilmesini şimdi anlayabiliyorum.
Sayfa 196 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Dikkat Eksikliği’ne yenilikçi bir yaklaşım:
Hiperaktif ya da dikkat eksikliği olan çocuklarla ilgili vaka çalışmaları bana bu belirtilerin psikotik bozuklukların varyasyonu olduğunu gösterdi. Bu çocuklar beyin metabolizmalarında bir şeyler yanlış olduğu için değil, kendi ebeveynlerinin ve büyük ebeveynlerinin travmalarıyla derinden dolaşık olduklan için rahatsızlık yaşamakta. Ebeveynlerin dışa vurulmamış korku ve öfkeleri, DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) olan çocuklarca duygusal olarak emilip kör bir şekilde dışa yansıtılmakta.
Sayfa 193-194 – Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Reklam
“Çocuklar miti”
Kötü bir ilişkiyi çocuk sahibi olarak kurtarma fikri tamamen yanılsamadır. Hatta bazen eşler birbirlerine olan ilgilerini kaybedip her iki ebeveyn de çocuğu kendi tarafına çekip diğerinden uzaklaştırmaya bile çalışabilir; çocuğun ebeveynin içsel boşluğunu ve hayat amacının yerini doldurması beklenir. Çocuk idealize edilir ve gerçek bir çocuk olarak görülmez, “mitik bir çocuk” olur ve anne babanın tüm ilgisi ona yönelir.
Sayfa 152 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Yıkıcı sembiyoz ve aldatma
Çocukken sembiyotik olarak doğru büyütülmeyen insanlar yetişkinliklerinde yakınlık tekliflerine karşı çok kuşkuludurlar. Genellikle kendilerine sunulan her şeyi kabul ederler, kendileri bir ilişkide olsalar bile. Bu nedenle erkeklerin aynı anda birçok sevgilisi olur, kadınlar da bir erkeğin ilgi ve hayranlığını reddetmez. Kişinin bölünmeleri ne kadar çoksa üçgenleşmiş bir ilişki ile aldatma olasılıkları da o kadar artar.
Sayfa 150 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Baba-çocuk sembiyozu
Oğlanlar kendilerini babalarının davranışlarıyla çok yakından ilişkilendirir. Babanın her yaptığı oğul için bir doğa kanunu gibidir: Erkekler bir şeyleri böyle yapar demektir. Eğer baba duygusal olarak sağlıklıysa bu oğul için temelde iyi bir şeydir ama baba ciddi derecede travmatize ise ve oğul da onun hayatta kalma stratejilerini taklit ediyorsa bu oğul için ve onunla bağlantılı kişiler için potansiyel bir tehlike demektir.
Sayfa 133 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Annelerince ihmal edilen, reddedilen hatta sadistçe işkence gören çocuklar bile onların olumlu bir imajını korumaya çalışır. Annelerinin savunma stratejilerini kırmak için Sisifos benzeri bir görev edinirler. Çocuk tekrar tekrar annesinin kendisi ve çocuğu arasına diktiği duvarın çökeceği ve çocuğunun kendisine gösterdiği sevgiden zevk alacağı ve çocuğunu şevkle ve açıklıkla kucaklayacağı umuduyla bir dönüm noktası bekler. Ama çocuk annesinin sıcak kalbine erişmeye çalıştıkça, annenin bu tür bir temasa karşı savunması ve direnci de artar.
Sayfa 127 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Reklam
Çocuğun gelişim dönemine uygun olmayan biçimde çocuğa yapışmak genelde annenin, kendi annesini erken yaşta kaybetmesinin ya da annesinden yeterince destek alamamasının sonucudur.
Sayfa 121 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Danışanlarla yaptığım çalışmalar sayesinde çocuğun anne karnında travmatize olabileceği sonucuna vardım. Bu özellikle de anne çocuğu doğurmak istemediğinde ve onu reddettiğinde söz konusu oluyor.
Sayfa 114 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Kürtaj ve düşük ne gibi ruhsal hasarlar meydana getirir?
Çocuk sahibi olmak için kendini hazırlayan kadın ruhu ve bedeni için bedeninde büyüyen yaşamı öldürmesi sadece teknik bir prosedür değildir. Annenin kendi yavrusunu öldürmesi her tür doğal içgüdüyle çelişir. Kürtaj hem annenin hem babanın ruhunun sağlıklı parçalarında hem kalıcı suçluluk duygularına hem de vicdan azabına yol açar. Kadın daha önce hiç travma yaşamamış olsa bile, kürtaj fiziksel ve duygusal açıdan ciddi travma olarak yaşanır. Aynısı düşükler için de geçerlidir.
Sayfa 108 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
“Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir. Onlar, Hayat’ın kendisine duyduğu özlemin oğulları ve kızlarıdır.” Halil Cibran
Sayfa 107 - Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
Bana göre insanların geliştirdiği hiçbir bilim nesnel olamaz çünkü insanlar nesne değil yaşayan canlılardır ve öznelerdir. “Nesnel” beşeri bilimler ölü bilgi üretir. Beşeri bilimler hem araştırılan insanın öznelliğini hem de araştırmayı yapan kişilerin öznelliğini dikkate almak zorundadır. Sadece öznelliğe dayanan bilimler canlı bilgi üretebilir.
Sayfa 99-100 – Kaknüs Yayınları 2.baskıKitabı okudu
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.