Bu kitapçıkta yer alan konuşma 23 Haziran 2012'de Nevşehir'in Hacıbektaş İlçesi'nde Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "4. Birlik ve Beraberliğimiz için Ehl-i Beyt Sempozyumu"nun kapanışında Prof. Dr. Haydar Baş tarafından irad edilmiştir. " Hepinizi hürmetle selamlıyorum. Çok önemli bir meseleye temasla başlayacağım. Bazı arkadaşlar bizim yaptığımız Ehl-i Beyt açılımı için, “Alevi kardeşlerimizi Sünni mi yapmak istiyor veya Caferi kardeşlerimizi Sünni mi yapmak istiyor, Bektaşi kardeşlerimizi Sünni mi yapmak istiyor. Dertleri nedir?” diyorlar. Kardeşlerim, bizim derdimiz gerek Alevilik, gerek Sünnilik, gerekse Bektaşilik; hatırınıza ne geliyorsa bunların tamamının Müslüman olduğudur. Hepsine Müslüman dendiğidir ve biz ispat ediyoruz ki, bunların hiç birinin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak zühd ve takva iledir (Hucurât Suresi, 49/13). Zühd ve takva bakımından ileri olan hangisi ise o üstündür. Bu Alevi de olabilir. Caferi de olabilir, Sünni de olabilir. Bektaşi de, Halveti de olur. Kim zühtte ve takvada ileri ise, o kişi dini yaşamada ileridedir. Ama ben şuna da inanıyorum ki; bu saydığım grupların tamamı, mezheplerin, meşreplerin hep"...