“Başımıza gelen her şey, konuştuğumuz ya da bize anlatılan her şey, gözümüzle gördüklerimiz ya da kulağımızla dinlediklerimiz, tanık olduğumuz (dolayısıyla, biraz da sorumlusu olduğumuz) her şeyin bizim dışımızda alıcısı olmalıdır […] Her şey en az bir kez anlatılmalıdır, […] zamanına göre anlatılmalıdır. Ya da aynı kapıya çıkar ki, tam zamanında anlatılmalıdır.”