Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

(1852'den 1945'e Kadar)

Türk Alman İlişkileri ve Türkiye'deki Alman Okulları

Sezen Kılıç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Osmanlı İmparatorluğu, diğer imparatorlukların aksine belli bir ırkın veya milletin hâkimiyetine dayanmıyordu. Osmanlı'da ırk veya millet yerine ümmet hâkimiyeti söz konusuydu. Bu imparatorlukta Türkler, imparatorluğun tüm yükünü taşımalarına rağmen Çandarlı Halil Paşa'dan sonra veziriazamlık makamında nadiren görev yapmışlardır.
Sayfa 59
1908'de Meşrutiyetin ilanından sonra Maarif Nezareti, yabancı ve gayrimüslim okulların denetimine daha da önem vermiştir. Emrullah Efendi tarafından hazırlanan bu okulların denetimini daha da sıklaştırmaya yönelik 1909 tarihli Maarif-i Umumiye Kanunu, daha çıkmadan yabancı elçiliklerin ve patrikhanenin baskısıyla engellenmiştir. Bazı yabancı ve gayrimüslim okullarına maarif müfettişlerini sokmama gibi olaylar Osmanlı Devleti'nde çok sık rastlanan olaylardı.
Sayfa 67
Reklam
Krupp firmasının, Goltz Paşa'dan sonra almaya başladığı yoğun siparişlerden çok kar ettiği biliniyordu. Hatta modası geçmiş topların maliyeti 14000 markken bunlar, Osmanlı devletine 165000 marktan satılmıştır. Bu da Alman silah sanayisinin Osmanlı'dan ne büyük ölçüde kâr ettiğinin ölçüsüdür."
Sayfa 19
Yabancı okulların amaçları hakkında ortaya atılan iddialar şu şekilde sıralanabilir: 1) Faaliyet gösterdikleri bölgedeki halka Hristiyanlık inancını yaymak, 2) Mensubu bulundukları yabancı ülkelerin, Osmanlı Devleti üzerindeki menfaatlerinin takipçisi olmak ve Osmanlı Devleti'ni bölmek, 3) Kendi ülkelerinin ihtiyaç duyduğu ham madde için yeraltı ve yer üstü kaynakları araştırmak ve özellikle bu bölgelerde faaliyetlerini yoğunlaştırmak, 4) Her türlü siyasi ve ekonomik hareketleri desteklemek ve muhtemel bir karışıklığa zemin hazırlamak, 5) Osmanlı topraklarını sömürge haline getirecek fikri yapıyı kendi okullarında hazırlamak, 6) Kendi okullarında yetiştirdikleri yerli öğrencilerle bir seçkinler grubu oluşturarak Türk devlet politikasını yönetmek, hiç değilse etkilemek
Sayfa 68
Ne Güzel Pay Edermiş
Prof. Hasse, Türk bölgelerinin İngiltere dışarıda bırakılacak şekilde Rusya, Avusturya-Macaristan, Italya ve Fransa ile yapılacak bir anlaşmayla paylaşımını şu şekilde düşünmektedir: Ermenistan ve İstanbul Rusya'ya, Gelibolu, Selanik, Yenipazar, Avusturya-Macaristan'a, Arnavutluk ve Çanakkale; Italya'ya, Mısır ve Tunus; Fransa'ya, Balkan bölgeleri, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan gibi Balkan ülkeleri arasından Ermenistan haricindeki tüm Asya Türkiye'si Almanya tarafindan paylaşılmalıdır. Bu arada Boğaziçi'nin Avrupa bölgesi Rusya'ya, Asya Bölgesi Almanya'ya, Çanakkale bölgesinin Avrupa tarafi Avusturya-Macaristan'a, Asya tarafi ise Almanya'ya düşecek şekilde paylaşılmalıdır."
Sayfa 31
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, ne Alman okullarına ne de diğer yabancı okullara en ufak müsamaha dahi gösterilmemiş; Türk yasa ve yönetme liklerini tanımayan yabancı ve azınlık okulları kapatılmıştır. Ülkede faaliyette bulunan tüm yabancı okulların etkisi, Osmanlı saltanatıyla birlikte tarihe gömülmüştür.
Sayfa 172
Reklam
19. YY Almanya'sının Gözünden
1844'te yazdığı bir yazıda da Osmanlı Devleti'nin doğal kaynaklarının ve zenginliğinin tarafından paylaşılıp Alman kolonizasyonu tarafından işgalini savunmuştur. Sadece Moltke gibi askerler değil, aynı zamanda Friedrich List, Lassalle, Rodbertus ve Lorey Beaulieu gibi bilim adamları ve ekonomistler de bu konuyla ilgilenmişler ve Anadolu'nun gelecekte Almanların mirası olması gerektiğini; Alman göçmenleri için Amerika ve diğer ülkelere göre Anadolu'nun çok daha uygun olduğunu Alman askerlerinin ve çalışanlarının Boğaziçi'nde çalışmaları gerektiğini savunmuşlardır. Meşhur bir arkeolog olan Ludwig Ross kendi vatandaşlarına Anadolu'nun kolonizasyonunu tavsiye eder.
Sayfa 27
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.